Mattia Ahmet Minguzzi bu ülkenin tertemiz, pırıl pırıl olan ve geleceği parlak olan bir evladıydı.

Öncelikle, olayın başlangıcına gidelim.

24 Ocak’ta Mattia Ahmet ve iki arkadaşı, Kadıköy’deki bit pazarına kaykay almaya gidiyorlar. Dolaşırlarken Berkay Budak ve iki arkadaşı ‘’çok yakışıklısın’’ diyerek, Ahmet’e omuz atıyorlar.

Ahmet ‘’pardon kardeşim’’ diyor. Bunun üzerine ‘’sen nasıl bana kardeşim dersin’’ diye üzerine saldırıyor. Ahmet uzaklaşmaya çalışıyor ama nafile Berkay Budak peşinden koşup Ahmet’e, yumruk atıyor. Esnaf araya girip ayırıyor. Berkay Budak, Ahmet’i tekrar takip edip saldırıyor. Çevredekiler yine ayırıyor. Birkaç dakika sonra eline geçirdiği bıçakla Ahmet’i beş yerinden bıçaklıyor.

Ama bitmedi, saldırı hala devam ediyordu: Bıçak darbeleriyle yere düşen Mattia, 16 yaşındaki Umutcan Baba tarafından tekmelenerek devam eden şiddete maruz kalıyor.

Olay bu kadar işte…

Hiçbir günahı olmayan, her anlamda eğitimli, üstelik ‘kardeşim’ demiş, bunu hangi akıl küfür olarak kabul eder de canileşir…

Peki neden Berkay Budak ve arkadaşları Ahmet’e sataşıp, saldırdı?

Nedeni kıskançlık, öfke ve nefret. içerisinde büyüdüğü, yetiştiği aile ve arkadaşları.

Ahmet temiz giyimli, yakışıklı, eğitimli. Katil baktı Ahmet’e ve onu kendisinden üstün görüp kıskandı. Kendisinin öyle olmayışının acısını, onu yok etmek isteyerek çıkardı. Burada eziklik duygusunu bastırmak isterken en kötü tarafını ortaya çıkartıp, “evet o yakışıklı ve eğitimli ama bende güçlüyüm ve bunu ona gösterip onun havasını söndüreceğim” gibi kıskançlık ve nefret duygularıyla hareket etti.  

Yani normal olabilir bu kıskançlık duygusu. Hemen hemen herkeste görülüyor. Fakat asıl anormal olan ve korkutucu olan şiddet kültürü. Özellikle de düşük sosyoekonomik mahalelerde daha çok görülüyor.

Ahmet bıçaklandığı gün haber sosyal medyada yayınlandı. Haberin yorumlar kısmına Berkay Budak’ın arkadaşları ‘’aslan kardeşim benim eline sağlık’’, ‘’hakkını vermis aslan berkayım’’ gibi gibi korkunç şeyler yazmışlardı. Bu kişilerin hesaplarına baktığınızda paylaşımları silahlı, bıçaklı ve hapse girmiş arkadaşlarının fotoğrafları var. Bu bize mahalle hakkında, içinde büyüdüğü toplum hakkında bilgi veriyor.

O mahallede hapiste yatan bir sürü genç insan var. Ve bu gençler şiddetle toplumda yer edinmeye çalışıyor. Öbür türlü yani eğitimle, kültürle, bilgiyle, sanatla yol yürüyemeyeceğini biliyor. Yasa dışı işlere bulaşarak kendi toplumunda ya da ortamında popülerlik kazandığını biliyor. Etrafındaki kişilerin adam öldürüp içeride üç beş yıl yatıp dışarı çıktıklarını da biliyor. Dışarı çıkınca ‘’gözünü kırpmadan adam öldürdü’’ diye etrafına korku salacağını ve bu sayede saygı göreceğini düşünüyor.

Yani adam öldürmek ya da yaralamak onlar için saygınlık kazanmanın tek yolu.

Sosyal medya profiline girdiğinizde caninin, takip ettiği sayfaları zaten bize bilgi veriyor. 18 yaşından küçük olduğu için de fazla bir ceza almayacağını bilerek, o cesaretle hareket ettiğini de anlayabiliyoruz. Dışarı çıkınca çeşitli suç örgütlerine katılıp, onlar gibi lüks hayat hayali kuruyor. Bu tarz sayfaları takip etmesi bundan beslendiğini ifade ediyor.

Bizler, toplumdaki bu alt kültürü televizyonlarda, sosyal medyalarda görüyoruz ama herkes aynı bakmıyor. Biri izleyince ders çıkarıyor, başka biri izleyince cesaretleniyor. Bu yüzden RTÜK’ün ‘şiddet’ konusunu masaya yatırıp, süzgeçten geçirip, minimalize edilerek ekranlara taşıması gerekiyor.

Berkay Budak’a gelecek olursak: toplumdaki bu şiddeti biraz da olsa kesmek için ya da cesaretlerini kırmak için en üst cezayı alması ya da almaları gerek!