Hastaneler Ticarethane Hastalar İse Müşteri!

Devlet hastanelerinde o kadar çok sorun var ki yaz yaz bitmiyor.  Aslında sorun sistemin ta kendisinde. Temel sağlam olmayınca sürekli çatır çutur sesler geliyor.

O kadar kıymetli bir kurum olan sağlık sektörü maalesef son yıllarda çok kıymetsizleştirildi.

Adına “Sağlıkta Dönüşüm Programı” dendiği,

2003 yılında uygulamaya başladığı program ile birlikte hastaneleri ticarethaneye, hastaları müşteriye dönüştürdü.

Özel hastaneleri biliyoruz zaten ama kamu hastanelerinde de ticarethane mantığı yürütülüyor. Örneğin döner sermayesi var, ne kadar hasta görülürse, ne kadar işlem yapılırsa ona göre sosyal güvenlik kurumundan bir pay alma durumu söz konusu. Hekimler için ücretler de öyle. Bakılan işe, yapılan işleme göre ücretlendirme var. Daha çok işlem daha çok para. Sanki vatandaşın sağlığına değil de hastalığına dua eden bir sistem. 

Hastanelerin birer işletme değil, sağlık kurumu olduğunu ve bir fabrika gibi yönetilmeyeceğini vurguluyor, sağlık çalışanları. Ranta ve özelleştirmeye dayalı, sağlık emekçilerinin haklarını yok sayan, hastaların sağlık hakkını yok sayan bir sisteme dönüşmüş durumda.

Bir hastaya ayrılması gereken muayene süresi en az 20 dakikadır. Ancak buna rağmen ülkemizde birçok hastanede bu süre 10 dakikanın altına, hatta 5 dakikaya inmiş bulunmaktaydı. Bu yolla hekimlere günlük muayene ettikleri hasta sayısını en üst seviyeye çekmesi dayatması uzun süredir vardı.

Bu konuda sosyal medya üzerinden bir doktor mevcut sistem üzerine isyan edip, istifa ettiğini duyurdu.

Sistemin yanlış olduğunun, doktorların ilaç firmalarının sekreteri haline geldiğini şu sözlerle aktarıyor.

“İnanmadığım biri işi yapmaya zorladılar beni. Yöneticiler günü kurtarmak için plan yapıyorlar. Bir hastaya ben ancak 20 dakika ayırabilirsem, onun yatak odasına, mutfağına girip, neler yapacağını nasıl hareket edeceğini, sarılarak anlatabilirim, dizini karnını muayene edebilirim. Günde 130 hasta muayene süresi 3 dakika. Sırtını mı dinleyecem, karnına mı bakacam, diyet mi anlatacam. ilaç bırakmaya yönelik değil ilaç başlamaya yönelik adeta ilaç sektörünün bir sekteri olarak atandım. 130 hasta gelecek yaz gönder yaz gönder. Bunu mu istiyorunuz, evet bunu istiyoruz. İnsanlar sıra beklemesin. Peki izah edelim insanlar ilaç bıraksınlar. Insanlar ilaç kullanarak iyileşmiyorlar. 20 yıldır aynı ilacı kullanan insanlar var. öyleyse farklı düşünmeliyiz. Anlatmalıyız.” diyerek hastaların ilaç firmalarına müşteri olarak bağlanmasına haklı olarak tepki gösterdi.

Ve inanmadığım bir işi yapmam diyerek istifa edip, mesleğinin ne kadar da kıymetli olduğunu, insan hayatının ucuz olmadığını hatırlattı, bizlere.

Muayene sürelerinin kısaltılması demek her bir sağlık emekçisinin iş yükünün onlarca kat atması demek, muayene sürelerinin kısaltılması demek beyaz kod vakalarının artması demek.

Düşük ücretler ve zorlayıcı koşullar nedeniyle hekimler bir bir istifa ediyor. Ve mesleğini iyi yapan doktorları böyle böyle başka ülkelere kaptırıyoruz.