Türkiye tarihe geçecek önemli günlerden geçiyor. Konuya nasıl başlayacağımı bilmiyorum çünkü doğru kelimelerle doğru bir şekilde durumu ifade etmek istiyorum.
‘’Tarih tekerrürden ibarettir’’ Sözüyle başlamak isterim. Bir kaç gündür siyasi arenada cereyan eden olayları sanki ilk defa olmuş gibi kendi ülkesinin yakın tarihine bile yabancı bir topluluk var ortada. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu tutuklandı.
Neden tutuklanmasın ki?
Elbette tutuklanacak!
Bu ülkede adalet, demokrasi, eşitlik gibi kavramlar, her ne kadar da içi boşaltılmış olsada hepimize birgün lazım oluyor. Bir başkasına yapılan haksızlığa ses çıkarmıyorsan, benim meselem değil diyorsan ya da içten içe ‘oh olsun’ diyorsan yazık sana! Çünkü sıradaki maalesef sensin!
İşte tam da böyle bir zamandan geçiyor Türkiye.
Bundan 9 yıl öncesine gidelim, hafızalarımızı biraz tazeleyelim. 4 kasım 2016 tarihinde eski HDP’nin eş genel başkanları ve 9 HDP’li milletvekilleri tutuklandı. Ama nasıl tutuklandı? CHP’nin de desteğiyle. Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde olmasına katkıda bulundu. Chp’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu o dönem şunu söyledi: ‘ Hukuka aykırı ama biz dokunulmazlıklara evet diyeceğiz’ dedi.
Eee ne oldu şimdi, kim kazandı? O zamandan sonra Türkiye’de hızlı bir çöküş başladı. Piyasalar yine alt üst oldu. Kayyumlar atandı. Birçok kamu çalışanı işsiz kaldı. Gazeteciler tutuklandı. Gibi gibi birçok olumsuz durumlar yaşandı. Ve gitgide kötüleşti.
Ülkemizde ciddi bir ekonomik çöküş yaşıyoruz. Bunun en büyük nedeni ülke içindeki huzurla ilgili. Demokrasi, hak, hukuk, adalet varsa bir ülkede, orada ekonomik büyüme kendiliğinden oluyor. Yani hepsi birbirine bağlı.
O kişi bu kişi ya da o parti bu parti demeden hak, hukuk, adalet herkes için geçerli olmalı.
İşte haberlerde yok efendim ‘’doğuda özgürlük batıda abluka’’ gibi ötekileştirici bir dil. Çözüme hiçbir faydası olmayan nefret söylemleri. O kadar alışmışlar ki doğuda insanların coplanmasına, başka türlü bir şey düşünemiyorlar.
Sözüm ona adalet vurgusu yapacak olan Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ‘’dün doğuda bir yerde, bana göre paçavra olan bayraklar sallanırken ve o mitinge gidenlere polisler pamuk şekeri verirken, buradaki gençlere de pamuk şekeri vermelerini bekliyoruz’’ dedi.
İşte bu ayrıştırıcı, ötekileştirici dil bizi ancak karanlık bir geleceğe taşımaktan başka bir şeye yaramaz. Doğuyu o kadar benimsememişler ki sanki bu ülkenin bir parçası değilmiş gibi konuşmalarla ayrıştırıyorlar. Halbuki tek bir kriterimiz olmalı iyi insan ve kötü insan.
Bu ülkedeki insanlarda her türlü güzelliği, barışı, zenginliği hak ediyor.
Geçmişte yaptığımız tercihler neticesidir, bugün.
Umarım bu karanlık günler en kısa sürede aydınlık, güneşli günlere çıkar.