Ramazan Bayramı, sadece maneviyat değil; aynı zamanda kültürel, sosyal ve ekonomik hareketliliğin de yoğunlaştığı özel bir dönemdir. Bu yıl Diyarbakır’da bayram, tam anlamıyla bir şenlik havasında geçti. Tarihin, kültürün ve lezzetin başkenti olan bu kadim şehir, Ramazan Bayramı’nda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı.
Sur içindeki tarihi sokaklar, dört ayaklı minare, Hasan Paşa Hanı, Ulu Cami gibi simge yapılar ziyaretçi akınına uğradı. Göz alabildiğine uzanan Diyarbakır surlarının gölgesinde, fotoğraf çeken turistleri görmek alışılmış bir manzara haline geldi. Özellikle son yıllarda yapılan restorasyon ve tanıtım çalışmaları sayesinde, kent artık sadece bölge halkının değil, Türkiye’nin dört bir yanından gelen gezginlerin de uğrak noktası oldu.
Kaburga dolmasından ciğere, burma kadayıftan meşhur meyan şerbetine kadar Diyarbakır mutfağı, bayram boyunca adeta bir şölen sundu. Restoranlar dolup taştı, sokak aralarındaki tatlıcıların önünde kuyruklar oluştu. Bu durum sadece esnafın yüzünü güldürmedi; aynı zamanda kentin turizm potansiyelinin ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Bayram vesilesiyle Diyarbakır’a gelen ziyaretçiler, sadece tarihi yapılarla değil, şehrin insanıyla da tanıştı. Misafirperverlik, sıcaklık ve samimiyet; Diyarbakır’ı diğer şehirlerden ayıran en önemli özellikler arasında. Giden herkesin kalbinde bir iz bırakan bu şehir, bayramda bir kez daha tüm güzelliğini cömertçe sundu.
Diyarbakır, bayramda bir kez daha gösterdi ki; doğru tanıtım, güvenli ortam ve misafirperverlik bir araya geldiğinde, turizm kendiliğinden canlanıyor.