özDİYARBAKIR - Van’da düzenlenen çalıştayda, Kürt halkının geleceği, Ortadoğu’daki gelişmeler ve Türkiye’deki çözüm süreci yeniden masaya yatırıldı. HAK-PAR, PDK-Bakur, PSK ve PWK’nın ortak açıklamasında Kürt halkının ulusal haklarının koşulsuz tanınması istendi.
20 Nisan 2025 tarihinde Van’da gerçekleştirilen "Yaşanan Son Tartışma ve Gelişmelere Karşı Kürtler Ne Yapmalı?" başlıklı çalıştayda, Ortadoğu’daki gelişmeler, Rojava’nın geleceği, Türkiye'de PKK'nin silah bırakması ve Kürt halkının geleceği gibi konular geniş katılımlı olarak tartışıldı. Çalıştaya yaklaşık 300 aydın, yazar, siyasetçi ve STK temsilcisi katıldı.
Çalıştayın sonunda HAK-PAR (Hak ve Özgürlükler Partisi), PDK-Bakur (Kürdistan Demokrat Partisi - Bakur), PSK (Kürdistan Sosyalist Partisi) ve PWK (Kürdistan Yurtseverler Partisi) tarafından yayımlanan ortak bildiride, Kürt halkının ulusal haklarının koşulsuz olarak tanınması gerektiği vurgulandı.
“Rojava’da Tarihi Fırsat, Türkiye’de Gerçek Çözüm Şart”
Çalıştayda yapılan açıklamada, Ortadoğu’daki son gelişmelerin Kürt meselesini bir kez daha bölgesel gündemin merkezine yerleştirdiği belirtildi. Suriye’de Baas rejiminin çöküşüyle birlikte Rojava’da ortaya çıkan fırsatlara dikkat çekilen bildiride, bu tarihi sürecin Kürtler arasında ulusal birliğin sağlanması açısından kritik önemde olduğu ifade edildi.
Çalıştay, özellikle Mesud Barzani ile Mazlum Abdi’nin 16 Ocak 2025 tarihinde Erbil’de yaptığı görüşmeye ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin yürüttüğü diplomatik temaslara destek verdiğini de duyurdu.
“PKK'nin silah bırakması önemli ancak yeterli değil”
Türkiye'deki gelişmelere ilişkin yapılan değerlendirmede, devlet ile Abdullah Öcalan arasında 27 Şubat’ta varılan mutabakat sonucu gündeme gelen PKK'nin silah bırakma ve kendini feshetme kararının olumlu olduğu ancak bunun Kürt sorununun çözümü anlamına gelmediği belirtildi. Bildiride, "Silahların susması ve şiddetin sona ermesi önemli bir adımdır. Ancak Kürt meselesinin kalıcı çözümü için bu yeterli değildir" denildi.
“Federal yapı, eşit ortaklık, anayasal güvence”
Dört parti tarafından imzalanan ortak metinde, Türkiye’nin çok uluslu yapısına uygun olarak yeniden yapılanması ve Kürtlerle eşit bir ortaklık temelinde federal bir sistemin kurulması gerektiği ifade edildi. Ayrıca Kürtlerin kendi kimlikleriyle, dilleriyle ve kültürleriyle özgürce yaşayabileceği anayasal güvencelere kavuşturulmaları gerektiği vurgulandı.
Kadınlar ve gençler üzerinde uygulanan asimilasyonist politikaların sona ermesi gerektiği belirtilen bildiride, “Kürt halkının kadınları ve gençleri onurla, özgürlük içinde yaşamalı; kadın mücadelesi amasız, fakatsız desteklenmelidir” denildi.
“Kürt ulusal hakları pazarlık konusu edilemez”
Sonuç bildirgesinde, Kürt halkının ulusal haklarının pazarlık konusu edilmeden tanınması gerektiği açıkça ifade edildi. Ortak çağrıda şu ifadelere yer verildi: “Kürt milletinin meşru ulusal hakları hiçbir pazarlığa konu edilmeden, hiçbir koşula bağlanmadan, bir an önce tanınmalıdır. Bu hakların tanınması için mücadelemiz sürecektir. Gücümüzü birleştirirsek mutlaka kazanacağız.”
