Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Turpun büyüğü heybede” sözlerine sert tepki gösteren Dervişoğlu, bu söylemin şantaj anlamına geldiğini ve geçmişteki kaset kumpaslarını hatırlattığını belirtti.
Müsavat Dervişoğlu’ndan Erdoğan’a Sert Tepki: “Bu Doğrudan Şantajdır!”
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, parlamento muhabirleriyle gerçekleştirdiği iftar yemeğinde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Turpun büyüğü heybede” sözlerine sert tepki gösteren Dervişoğlu, bu söylemin şantaj anlamına geldiğini ve geçmişteki kaset kumpaslarını hatırlattığını belirtti.
“Cumhurbaşkanının Bu Sözleri Tehdit ve Şantaj İçeriyor”
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi rakipleri üzerinde baskı kurmaya çalıştığını ifade ederek, “Bu doğrudan doğruya şantajdır. ‘Ailelerinin yüzüne bakamazlar’ demek nedir? Bu şimdi 2011 yılındaki kaset kumpaslarını hatırlatmıyor mu? Bir Cumhurbaşkanı'nın, hem de mübarek bir günde böyle konuşması hiç yakışık alır mı? Şu turpun büyüğünü de küçüğünü de açıklasın, bizle ilgili ne varsa ortaya koysun. İnsan kendisinden bile şüphelenmeye başlıyor. Geride bıraktığımız dönemde birçok insanı mağdur ettiler” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, siyasetin giderek kişiselleştirildiğini ve demokratik teamüllerden uzaklaşıldığını vurgulayarak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin siyasetçileri kurumlardan bağımsız bir şekilde hareket etmeye teşvik ettiğini savundu.
“Siyaset Kişiselleştirildi, Gazeteciler Üzerinde Büyük Baskı Var”
İYİ Parti lideri, Türkiye’de hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin zayıfladığını belirterek, basına ve gazetecilere yönelik baskılara dikkat çekti. “Savaş meydanlarında bile gazetecilere müsamaha gösterilirken, bugün gazetecilerin gözaltına alındığını ve tutuklandığını görüyoruz. Devletin kurumları gazeteleri ve televizyonları tehdit eder hale geldi. Siyasetin üzerindeki yargı kılıcı, ‘Demokles’in kılıcı’ gibi sallanmaya devam ediyor. İstanbul’da yaşananlar da bunun bir göstergesidir” dedi.
Dervişoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun görevden uzaklaştırılmasıyla başlayan olayları da değerlendirdi. Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olmaktan uzaklaştığını söyleyen Dervişoğlu, “Eğer burada gerçekten bir suç işlenmiş olsaydı, bu kadar insan meydanlara çıkar mıydı? İnsanlar birilerini korumak için değil, adalet için sokaklara çıkıyor” dedi.
“Gençler Provokasyonlara Karşı Dikkatli Olmalı”
Dervişoğlu, gençlerin demokratik haklarını kullanarak sokaklarda tepkilerini gösterdiğini ancak olası provokasyonlara karşı dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. “Bu toplumun gençlerden başka güvenecek hiçbir şeyi yok. Onların sokağa çıkması benim için hiç sürpriz olmadı. 12 Eylül askeri darbesinden sonra gençlerin depolitize edilmesi için ciddi adımlar atılmıştı. Ama bugün görüyoruz ki Türk gençliği Cumhuriyeti koruma ve kollama bilinciyle hareket ediyor. Ancak bu hareketin içine sızabilecek marjinal ve profesyonel gruplar gençleri de töhmet altında bırakabilir. Bu nedenle dikkatli olunmalı” şeklinde konuştu.
Önümüzdeki günlerde Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret edeceğini belirten Dervişoğlu, “Bayram nedeniyle açık görüşler başlayacak, içeride birçok tanıdığımız var. Onların aileleriyle görüşmesine engel olmamak adına geçen sefer pazar günü gitmiştim. Bu kez de düzeni bozmadan Ekrem Bey’i ziyaret edeceğim” dedi.
CHP Kongresi ve Kayyım Tartışmalarına Değindi
CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nin iptali ve partiye kayyım atanacağı iddialarıyla ilgili de konuşan Dervişoğlu, bu meselenin CHP’nin iç işi olduğunu belirtti. “Bir siyasi partinin kongre süreçleri bellidir, seçim kuruluna itiraz edersiniz ve bu süreç hukuk çerçevesinde değerlendirilir. Ama üzerinden 1,5 yıl geçmiş bir kongrenin iptal edilmesi bana çok mantıklı gelmiyor. Ayrıca ‘Kayyım atanacak, acil kongre yapmalıyız’ gibi söylemler de akılcı değil. Eğer heybede bir şeyler biriktiriliyorsa, bunun zamanlaması iyi düşünülmelidir” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, CHP içerisinde bir güvensizlik ortamı yaratılmaya çalışıldığını ve “muhbirler ve ispiyoncular var” algısının parti içi istikrarı bozacağını da dile getirdi.
“Demokratik Bir Türkiye İçin Mücadelemiz Sürecek”
Son olarak Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaşmaması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, “Demokratik bir hukuk devleti olmaktan vazgeçersek, geleceğimizi de tehlikeye atmış oluruz. Siyaset, tehdit ve şantajla değil, halkın iradesiyle şekillenmelidir. Bizler bu doğrultuda mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Müsavat Dervişoğlu’nun sert açıklamaları, Türkiye siyasetinde yeni bir tartışma başlatırken, özellikle Erdoğan’ın söylemleri üzerine yaşanan gerilim ilerleyen günlerde daha da büyüyecek gibi görünüyor.