Bu ilk sarsıntının üzerinden henüz 36 dakika geçmişti ki, bu kez çok daha güçlü bir deprem meydana geldi.

Kandilli Rasathanesi’ne göre 6.1, AFAD’a göre ise 6.2 büyüklüğünde ölçülen bu ikinci sarsıntı, Marmara’nın altındaki korkutucu enerji birikimini bir kez daha gün yüzüne çıkardı.

Deprem, sadece İstanbul’da değil; Ankara, Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Edirne, Eskişehir, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova gibi birçok şehirde hissedildi. Artçı şokların sayısı ilk altı saat içinde 127’yi buldu. Her ne kadar can kaybı yaşanmamış olsa da, uzmanlar bu depremin "yalnızca bir fragman" olduğunu vurguluyor.

Bu Sadece Bir Başlangıç mı?
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Namık Çağatay’a göre, 6.2 büyüklüğündeki bu deprem, 2019’daki Silivri depreminin gerçekleştiği Orta Marmara sırtında meydana geldi. Bu fay hattı, 1766’daki 7.6 büyüklüğündeki yıkıcı depremin ardından geçen 259 yıl boyunca sessizliğe bürünmüş ve içinde büyük bir stres biriktirmiş durumda.

“Bu fayda biriken enerji her geçen gün büyük depreme biraz daha yaklaştığımızı gösteriyor. Bu yaşanan sarsıntı, büyük depremin geldiğini değil, gelmekte olduğunu anlatıyor.” – Prof. Dr. Namık Çağatay

Deprem, Marmara Fayını Uyardı mı?
İTÜ’den Prof. Dr. Ziyadin Çakır ise daha net bir uyarıda bulunuyor: “Beklenen büyük deprem bu değil. Ancak bu deprem, beklenen büyük depremin zamanlamasını öne çekmiş olabilir.” Ona göre fayın batı ucu kırıldı ve kalan parçalar daha fazla baskı altında.

“Bundan sonra yaşanacak depremin İstanbul’a etkisi çok daha büyük olabilir. Bu, herkesin bir ‘tatbikat’ gibi düşünmesi gereken bir uyarı.”

6.2’lik Depremin Enerjisi ve Etki Alanı
Jeofizik uzmanları, bu depremin enerji bakımından Hiroshima’ya atılan atom bombasına denk bir enerji boşalttığını belirtiyor. Ancak bu boşalma, gerilimin tamamını değil sadece küçük bir kısmını giderdi.

“Her büyüklük birimi, enerjide 30 katlık fark yaratıyor. Yani 7.2 büyüklüğünde bir deprem, 6.2’ye göre yaklaşık 30 kat daha fazla enerji boşaltır. Bu da İstanbul gibi bir mega kent için felaketin tanımı olur.” – Prof. Dr. Celal Şengör

Kritik Soru: Bu Deprem, Büyük Olanın Ön Habercisi mi?
Gebze Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Savaş Karabulut’a göre, bu deprem ya kendi başına bir enerji boşalmasıydı ya da 7.2 ve üzeri büyüklükte beklenen büyük İstanbul depreminin bir öncüsü.

“Bu fay kırılmadı, sadece bir parçası kırıldı. Ya bu noktada duracak ya da doğuya doğru bir zincirleme kırılma başlayacak. 1766’da olduğu gibi...”

İstanbul Hazır mı? Rakamlar Korkutucu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı çalışmalara göre:

derece acil ulaşım yollarının %10’u depremde kapanabilir.

606 köprü ve viyadüğün 32’si "kötü durumda".

124 itfaiye istasyonunun yaklaşık %15’ine ulaşılamayabilir.

4.069 sağlık kurumundan en az 72’sine erişim kesilebilir.

5.636 toplanma alanının 216’sı kullanılamaz hale gelebilir.

Bilim Ne Diyor, Biz Ne Yapıyoruz?
Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Kaypak’ın altını çizdiği gibi, bu deprem 1999’dan bu yana Marmara’da hissedilen en büyük deprem. Ancak bu büyüklük bile, büyük Marmara depreminin ne denli yıkıcı olabileceğine dair yalnızca bir fragman niteliğinde.

Jeologların çoğu, 1766’dan bu yana biriken stresin büyük deprem için yeterli olduğunu ve tarihsel döngüye göre bu depremin "geciktiğini" söylüyor. Fakat alınan önlemlerin hâlâ yetersiz olduğu da açık bir gerçek.

Sonuç: Sarsıldık ama Uyanmadık mı?
6.2’lik deprem, belki de İstanbul’a son uyarılardan biri. Uzmanlar neredeyse ağız birliğiyle, “Bu daha fragmandı, film başlamadı” diyor.

Depremin ne zaman geleceği hâlâ bilinmiyor ama nerede ve nasıl geleceği artık bir sır değil. Sismik tarih, bilimsel veri ve sahadaki gözlemler tek bir şeyi söylüyor:

Hazır olsak da olmasak da, büyük İstanbul depremi kaçınılmaz.