Ekrem İmamoğlu'ndan Erdoğan'a Sert Eleştiriler: "Seçimle Beni Yenemeyen Erdoğan, Yargıyı Kullanarak Adaleti Hedef Alıyor"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, tutuklanmasının ardından Fransa'da yayımlanan New York Times gazetesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan sert eleştirilerde bulunan İmamoğlu, "Sandıkta beni mağlup edemeyen Erdoğan, yargıyı kullanarak farklı yollarla beni engellemeye çalıştı" dedi.

Tutuklama Anı ve Erdoğan’a Yönelik Eleştiriler

İmamoğlu, yazısında tutuklanma sürecine dair çarpıcı anekdotlara yer vererek, 19 Mart sabahı evine gelen silahlı polislerle gözaltına alındığı anı, “Bir teröristin yakalanması gibi bir görüntüydü” şeklinde tanımladı. Bu gözaltının, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanlığı seçiminde ön seçim yapmasından sadece dört gün önce gerçekleştiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Bu adım, beni yasal ve politik olarak etkisiz hale getirmek amacıyla atılmıştı” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini sandıkta yenemediğini fark ettiğini ve bu yüzden başka yöntemlere başvurduğunu belirtti. Erdoğan’ın, kendisini yolsuzluk ve suç örgütü liderliği gibi asılsız suçlamalarla tutuklattığını savunan İmamoğlu, bu suçlamaların gerçek bir kanıta dayanmadığını vurguladı. Bu hamlenin, Erdoğan’ın muhalefet karşısındaki baskısını arttırma çabalarının bir parçası olduğunu belirten İmamoğlu, “Demokratik yollarla seçilen bir belediye başkanını, asılsız suçlamalarla görevinden uzaklaştırmaya çalışmak, otoriter yönetimlerin bir özelliğidir” dedi.

Erdoğan’ın Yöntemleri: Demokrasiye Zarar Veren Hamleler

İmamoğlu, yazısında sadece kendi tutuklanmasını değil, Erdoğan’ın uzun yıllardır Türkiye’de uyguladığı baskıcı yönetim tarzını da eleştirdi. Erdoğan’ın medyayı susturduğunu, yargıyı kontrol altına aldığını ve seçimleri manipüle ettiğini belirten İmamoğlu, “Erdoğan yönetimi, demokratik denetim mekanizmalarını aşındırarak, Türkiye’yi bir korku ortamına dönüştürdü” ifadelerini kullandı.

Bunun, sadece demokrasinin erozyona uğraması değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumsal temellerinin yıkılması anlamına geldiğini söyleyen İmamoğlu, tutuklanmasının, Türkiye’nin otoriterleşmeye doğru kayışındaki yeni bir aşama olduğunu belirtti.

Türkiye Halkı Meydan Okuyor: İmamoğlu’na Destek Büyüyor

İmamoğlu, Türkiye halkının bu baskılara karşı büyük bir direnç sergilediğine ve kendisine yönelik desteğin her geçen gün arttığına dikkat çekti. İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından, İstanbul’dan Rize’ye kadar yüzbinlerce vatandaşın sokaklara döküldüğünü ve partiye katıldığını söyledi. “Baskıya rağmen, halkın demokrasiye olan inancı daha da güçlendi. Halk, adaletsizliğe karşı birlikte hareket ederek direncini ortaya koydu” dedi.

Ayrıca, CHP’nin cumhurbaşkanlığı ön seçiminde aldığı sonuçlara değinen İmamoğlu, 1,7 milyon kayıtlı parti üyesinin ve toplamda 15 milyon kişinin kendisine oy verdiğini ifade etti. Bu, halkın özgürlük ve adalet taleplerinin yüksek sesle dile getirildiği bir dönemin habercisi olarak değerlendirildi.

Yargıyı Kontrol Ederek Demokrasiye Darbe

Erdoğan’ın geçmişteki seçimlerde üç kez karşılaştığı İmamoğlu, her defasında Erdoğan’ın kampanyalarına rağmen kazandığını belirtti. Ancak, “Şimdi seçimlerde beni yenemeyen Erdoğan, yargı üzerindeki gücünü kullanarak, eğer seçimler bugün yapılsa kazanma şansı olan bir rakibi saf dışı bırakmaya çalışıyor” dedi. Bu noktada, Erdoğan’ın seçimi kazanma yolundaki her türlü yöntemi meşru görerek, yargıyı bir araç olarak kullanmaya başladığını savundu.

İmamoğlu, Erdoğan’ın iktidarını sürdürmek için demokrasiyi ve hukuk devletini hiçe saymaya devam ettiğini belirterek, bu baskıların, Türkiye’yi daha da otoriter bir yapıya doğru sürükleyeceğini ifade etti.

Dünya Çapında Tepkiler ve Türkiye’nin Geleceği

İmamoğlu, yalnızca Türkiye’deki vatandaşlardan değil, dünya çapındaki sosyal demokrat liderlerden de destek gördüğünü belirtti. Amsterdam’dan Zagreb’e kadar birçok şehirde, tutuklanmasının ardından dayanışma gösterileri yapıldığını, ancak merkezi hükümetlerin sessiz kaldığını vurguladı.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinin, Türkiye’deki son gelişmeler karşısında yalnızca “endişelerini” dile getirdiğini, ancak güçlü bir tepki göstermediklerini belirten İmamoğlu, “Demokrasi ve insan hakları konusunda daha cesur ve güçlü bir duruş sergilenmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Demokrasi İçin Mücadele: Türkiye’nin Geleceği

İmamoğlu yazısında, Türkiye’nin demokrasisinin sadece Türkiye halkı için değil, tüm dünya için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Türkiye’deki adaletsizliklere karşı sesini yükseltenlerin, yalnızca iç politika değil, dünya çapında bir değişim için cesaret gösterdiğini söyledi. “Demokrasinin geleceği, bu cesur insanların ellerindedir” diyerek, demokrasinin ve özgürlüklerin savunulması gerektiğini ifade etti.

Son olarak, Türkiye’deki gelişmeleri global bir bakış açısıyla değerlendiren İmamoğlu, uluslararası toplumun, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden sapmanın önüne geçmek için daha etkin bir şekilde müdahil olması gerektiğine inandığını belirtti. “Halkın iradesi, bu baskılara karşı daima galip gelecektir” diyerek, Türkiye için umutlu bir gelecek mesajı verdi.

İmamoğlu’nun bu yazısı, sadece Türkiye’deki değil, dünya genelindeki demokratik hareketlerin önündeki engelleri aşmak için daha fazla dayanışma gerekliliğini vurguluyor.