Türkiye siyasetinde önemli kırılma anlarından biri yaşanıyor olabilir.
Türkiye siyasetinde önemli kırılma anlarından biri yaşanıyor olabilir. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, uzun süredir siyasi dengeleri ve milliyetçi çizgiyi belirleyen isimlerin başında gelirken, sürpriz bir açıklamasıyla yeniden gündeme oturdu. Usta gazeteci Yavuz Donat’ın aktardığına göre, Bahçeli’nin Diyarbakır ziyareti ihtimali, “Neden olmasın? Olabilir.” sözleriyle yeniden değerlendirilmeye başlandı.
Donat, kaleme aldığı “Bahçeli ile Diyarbakır’a gideceğiz” başlıklı yazısında, Bahçeli ile yaptığı özel telefon görüşmesine yer verdi. Görüşmede Bahçeli’nin, hem sağlık durumunun toparlanmakta olduğunu hem de Diyarbakır gibi sembol şehirlerle daha yakın bir temas kurulmasının önemini işaret ettiği aktarıldı.
Barış ve Diyalog Vurgusu
1 Ekim 2024 tarihinde TBMM'nin açılışında Bahçeli’nin yaptığı açıklamalardan satır başlarını hatırlatan Donat, liderin şu sözlerine dikkat çekiyor:
“Dünyada barış isterken, kendi ülkemizde barışı sağlamalıyız.”
Bu ifade, sadece bir temenni değil, aynı zamanda siyasi bir iradenin göstergesi olarak da yorumlanabilir. Bahçeli'nin, geçmişte İmralı Süreci’ne yeşil ışık yakan siyasi bir figür olarak, bugün de yeni bir barış ve diyalog zemini oluşturma yönünde sinyal vermesi, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde yankı uyandırabilir.
Sembol Şehir: Diyarbakır
Diyarbakır, Türkiye’de siyasi, kültürel ve toplumsal anlamda kritik bir merkez. Bu nedenle Bahçeli’nin olası ziyareti sadece sembolik değil, aynı zamanda stratejik bir hamle olarak da değerlendiriliyor.
Donat’ın ifadelerine göre:
“Önümüzdeki haftalar... Mayıs... Haziran... Diyarbakır'ın tam zamanı... Bölge sizi bekliyor…”
Bu sözler, sadece bir ziyaretin değil, aynı zamanda bölgede yeni bir siyasi iklimin habercisi olabilir. Bahçeli’nin “Olabilir” ifadesiyle net bir tarih vermemesi, bu ziyaretin hâlâ değerlendirme aşamasında olduğunu gösterse de, pozitif yaklaşımı dikkat çekiyor.
Siyasi Birlik Mesajı: Cumhurbaşkanı ve Muhalefet de Katılır mı?
Yazının en dikkat çekici bölümlerinden biri ise, olası Diyarbakır ziyaretine yalnızca MHP liderinin değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ana muhalefet lideri Özgür Özel’in de dahil olmasının arzu edilmesiydi:
“Keşke... Ana muhalefet partisi genel başkanı Özgür Özel de onlarla birlikte olsa.”
Bu çağrı, Türkiye siyaseti için alışık olunmayan bir birliktelik çağrısı. Üç büyük siyasi aktörün Diyarbakır’da bir araya gelmesi, sadece Türkiye iç politikasında değil, uluslararası kamuoyunda da yankı uyandırabilir.
Yeni Bir Sürecin Tohumları mı Atılıyor?
Tüm bu gelişmeler, kamuoyunda şu soruyu yeniden gündeme getirdi: Türkiye, yeni bir çözüm ya da diyalog sürecine mi hazırlanıyor? Her ne kadar geçmişte yaşanan tecrübeler toplumsal hafızada iz bırakmış olsa da, siyasi aktörlerin yeni bir iletişim ve iş birliği dili inşa etmeleri gerektiği de açık.
Bahçeli’nin kullandığı şu ifadeler bu açıdan önem taşıyor:
“Diyalog... Sıkılmış yumrukların açılması... Gergin yüz hatlarının yumuşaması... İyi niyetli ilişki... İrtibat ağlarının tesisi...”
Bu sözler, siyasi söylemde alışıldık sert tavrın ötesinde bir yaklaşımı işaret ediyor. Belki de Bahçeli, yıllardır temsil ettiği sert milliyetçi çizgiyi, yeni bir Türkiye vizyonuyla yeniden yorumlamaya hazırlanıyor.
Sonuç: Gözler Bahçeli'nin Adımında
Her şeyden önce, Bahçeli’nin Diyarbakır ziyaretine dair verdiği “Olabilir” yanıtı, bir politik manevradan çok, Türkiye'nin yeniden kucaklaşması adına atılabilecek cesur bir adım olarak görülmeli. Bu ziyaret gerçekleşirse, sadece siyasi değil, sosyolojik bir dönüşümün de işareti olabilir.
Şimdi gözler, bu sembolik ziyaretin ne zaman ve hangi koşullarda gerçekleşeceğinde. Türkiye, kritik bir eşikte olabilir.