özDİYARBAKIR –  Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Alaska eyaletinde yer alan HAARP tesisi, deprem ve doğal afetleri tetiklediği gerekçesiyle yıllardır komplo teorilerinin hedefinde.

HAARP’a yönelik söylentiler şimdiye dek yer bilimleriyle alakasız birçok önemli isim tarafından defalarca dile getirildi. Yani ne bu "kötücül deprem makinası” iddiaları, ne de dile getirilme şekilleri yeni bir durum değil. Toplumda ses getiren her önemli depremin ardından HAARP'a yönelik teoriler yeniden yayılıyor. Örnek olarak o dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Melih Gökçek de kendisiyle yapılan bir röportaj sırasında Gölcük Depremi ile ilgili söylediği iddialar hala hafızalarda.

Japonya Deprem

Hatta Kürşad Berkan tarafından ‘H.A.A.R.P. Silahı ve Nikola Tesla’ diye bir kitap 2017 yılında basıldı.

23 Nisan 2025’te İstanbul ve çevresinde yaşanan 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, sosyal medyadaki kimi paylaşımlarda depremin "HAARP gemisi" veya ABD'nin Alaska eyaletindeki HAARP vericileri tarafından tetiklendiği iddiaları yeniden gündeme geldi.

Haarp Deprem 2

Peki HAARP nedir?

ABD Hava Kuvvetleri, Donanması ve DARPA’nın iş birliğiyle 1993 yılında kurulan HAARP (Yüksek Frekanslı Aktif Aurora Araştırma Programı), ilk günden bu yana tartışmaların odağında yer alıyor.

2010 yılında Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in Haiti depremini ABD’nin “tektonik silahıyla” ilişkili olarak göstermesi, HAARP’ı küresel komplo teorilerinin merkezine oturttu.

Iran Deprem

HAARP Ne Amaçla Kuruldu?

Alaska’daki Gakona kasabasında bulunan HAARP tesisi, iyonosfer adı verilen atmosfer katmanını incelemek amacıyla geliştirilmiş bir araştırma merkezi olduğu belirtiliyor.

Tuzla’da Arıtma Tesisinde Korkutan Patlama Tuzla’da Arıtma Tesisinde Korkutan Patlama

180 anten ve 360 radyo vericisine sahip olan tesis, iyonosfere yüksek frekanslı (HF) radyo dalgaları göndererek bu bölgedeki fiziksel süreçleri analiz etmeye çalışıyor.

Çalışmaların temel amacı, iletişim sistemlerini etkileyen güneş fırtınaları gibi olayların daha iyi anlaşılması ve bu tür etkilerin önlenmesine yönelik çözümler geliştirilmesi olarak açıklanıyor.

Ancak tesisin askeri kökenleri ve Tesla’nın kablosuz enerji iletimi fikriyle benzerlik taşıyan yaklaşımı, HAARP’ı komplocu anlatıların merkezine yerleştirdi.

Myanmar Deprem-5Deneysel silah olduğu iddiası

HAARP'ın ilk yıllarında ABD ordusu tarafından işletilmesi ve projeye dair şeffaf bir bilgilendirme yapılmaması, tesise yönelik kuşkuları artırdı.

Askeri iletişim, radar teknolojisi ve düşük frekanslı sinyallerin test edilmesi gibi çalışmalar, HAARP'ın bir “deneysel silah” olduğu yönündeki iddiaların temelini oluşturdu.

Soğuk Savaş döneminde nükleer denizaltılarla iletişim kurmak için iyonosferin stratejik önemi nedeniyle geliştirilen projeye, ilerleyen yıllarda Pentagon tarafından füze savunma araştırmaları için de ilgi gösterilmişti.

Ancak ayrılan fonların tükenmesiyle birlikte bu hedeflerden vazgeçildi.

Alaska Fairbanks Üniversitesi'ne devredildi

2014 yılında HAARP, Alaska Fairbanks Üniversitesi'ne devredilerek tamamen sivil bir araştırma tesisine dönüştürüldü. Bugün tesis, akademik kurumlar ve araştırma ajansları tarafından proje bazlı olarak kullanılmakta ve fonunu bu projelerden elde etmektedir.

Depremleri HAARP mı tetikliyor?

HAARP’ın özellikle büyük depremler öncesinde gökyüzünde görülen gizemli ışıklarla ilişkilendirilmesi, komplo teorilerinin tazelenmesine yol açtı.

Ancak bilim insanları bu ışıkların yer hareketlerinden kaynaklanan doğal olaylar olduğunu belirtiyor.

Deprem ışıkları olarak adlandırılan bu olgular, yüzyıllardır belgelenmiş durumda ve günümüz teknolojisiyle de doğal yollarla açıklanabiliyor.

HAARP’ın ürettiği HF dalgalarının ise yeryüzüne nüfuzu son derece sınırlı ve yerin derinliklerindeki tektonik hareketleri etkilemesi mümkün değil.

Ayrıca, HAARP’ın deprem tetikleyebileceğini gösteren bilimsel bir veri ya da çalışma da bulunmuyor. Uzmanlara göre, bir depremin oluşturduğu enerji, HAARP gibi tesislerin üretebileceğinden milyarlarca kat daha büyük.

Efsane mi, gerçek mi?

Bilimsel veriler ve mevcut teknoloji göz önünde bulundurulduğunda, HAARP’ın bir doğa felaketini tetikleyebilecek kapasitede olmadığı net bir şekilde ortaya konmuş durumda.

Ancak komplo teorileri, hem geçmişteki askeri bağlantılar hem de kamuoyunda hâlâ var olan bilgi eksikliği nedeniyle etkisini sürdürmeye devam ediyor.

Editör: ADMİNN