Diyarbakırlı ünlü düşünürü Ziya Gökalp’ın gazeteciliği babadan gelir.Diyarbakır Vilayeti Evrak Müdürü olan babası, Mehmet Tevfik Efendi, engin kültürü, edebiyata olan aşırı ilgisi nedeniyle, 187 yılında, o tarihlerde Diyarbakır Gazetesinin Yazı İşleri Müdürü olan Sait Paşanın, Ünlü idareci ve gazeteci Süleyman Nazifin babası, Mirliva rütbesiyle Mamuretilaziz Elazığ Mutasarrıflığına atanması üzerine, gazetenin yöneticisi oldu. Diyarbakır Salnamesini Yıllığı ilk hazırlayan ve basımını sağlayan da bu zat, yani Ziya Gökalp’ın babası Mehmet Tevfik Efendidir…Ziya Gökalp da babası gibi, aile büyüklerinden ve çevresinden iyi bir eğitim aldı. Kısa süre için kendini Hürriyetçi ve Meşrutiyetçi akımları içinde buldu. Düşünceleri gün geçtikçe gelişiyordu. Bu düşüncelerini okul sıralarında arkadaşları ile çıkardıkları Broşürlere yazıyor, gizlice dağıtıyordu. Bu yüzden başı bir çok derde giren, tutuklanan, Ziya Gökalp, halkı ezen, toplum yayarına çalışmayan yöneticilere karşı da yazılar yazıyor, onları eleştiriyor adil davranmaya çalışıyordu.28 Haziran 1909 günü yayın hayatına atılan Diyarbakır’ın ilk özel gazetesi Peyma’nın ilk sayısında, Hüseyin Vedat takma adıyla yazdığı Diyarbekir nasıl bir Vali İster, başlıklı makale bunlardan biridir.Sonraki yıllarda Gökalp’ın bir çok gazete ve dergide yazı ve şiirlerinin yayınlandığını görüyoruz. Bunların bazılarında dedesi ile oğullarından birinin adının birleşmesinden meydana gelen Hüseyin Vedat takma adını kullanıyordu.Gökalp’ın bir çok yazı ve şiirlerinde yakınlarının isimlerinden oluşturduğu takma isim kullanması ilginçtir.Yazı ve şiirlerinin çoğunu Diyarbakır ve Peyma’n gazetelerinde yayınlatan Gökalp, sonraki yıllarda, 18 Haziran 1922 tarihinde kendi adına çıkardığı Küçük Mecmua ile de Diyarbakır basın hayatında yeni bir sayfa açtı.Diyarbakır’da yayımlanan Küçük Mecmua Özellikle İstanbul’da geniş yankı buluyor, Gökalp’ın buradaki yazıları ünlü yazarlar tarafından alınarak kullanılıyordu.