<div><span><span><span><span><span><span>Bazı acıların tarifi olmaz ne kadar tanımlasan da karşındakinin anladığı kadardır, o acıyı anlamak başkadır yaşamak bambaşkadır. </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span><strong>Deprem</strong> de tarifi zor acılardan biri... 6 Şubat </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>Kahramanmaraş depreminin üstünden tam </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>1 yıl geçti ve hemen hemen depremden etkilenen Kahramanmaraş ve Hatay gibi şehirlerde anma törenleri gerçekleşti, yakınlarını kaybeden birçok acılı insan bir arada olup yürüyüşlere katıldı. Bizler her ne kadar en uzun geceyi 21 Aralık olarak bilsek de deprem bölgesinde yaşayan herkes için en uzun gece </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>6 Şubat gecesiydi. Sanki o sarsıntı hiç durmadı, </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>sanki sabah hiç olmak bilmedi, sanki o gece yaşadığımız her şey küçük bir kıyametti. Hele ki yakınları enkaz altında olan kişiler için daha da zordu durum. En acısı da neydi biliyor musunuz? O yıkılan binaların önünde çaresizce beklemek ve hiçbir şey yapamamak. Kimimiz şaşkınlıktan, kimimiz acıdan o insanın içini donduran buz gibi havada </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>üşüdüğümüzün bile </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>farkına varamadık...</span></span></span></span></span></span></div> <div> </div> <div><span><span><span><span><span><span>Dile kolay tam 1 yıl geçti o acı dolu günün ardından. Zaman geçtikçe acılar azalır, alışırız sanıyoruz. Fakat öyle olmuyormuş. O kara günü bizzat yaşayanlar, yakınlarını kaybedenler hâlâ acılarının ilk günkü gibi taze olduklarını dile getiriyorlar. Zaman kavramı belki de onlar için durdu. Belki de hâlâ çoğu, yakınlarını kaybettikleri o günde kaldılar. Yaşanılanlar asla kolay değildi. Bir şehir düşünün her yerinde </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>yıkılan binalar, ölen insanların cesetleri, </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>o enkazların başında bekleyen umutsuz insanlar... İşte depremden etkilenen 11 ilde durum bunlardan ibaretti. Elbette ki hepimizi umutlandıran çok sayıda mucize kurtuluşlar oldu ama acımız oldukça büyüktü. Ülkece büyük bir felaket atlattık, hepimiz birlik olup bu acıya ortak olmak istedik. Ben aradan 1 yıl geçmesine rağmen hâlâ enkaz altında kalan kişilerin o acı dolu yardım çığlıklarını unutamıyorum. Her şey aklımdan silinir de o mahşer alanı ve o sesler asla...</span></span></span></span></span></span></div> <div> </div> <div><span><span><span><span><span><span>6 Şubat... Binlerce, belki yüzbinlerce insanın; umudu olan, ailesi olan, bebeği olan, çocuğu olan, sevdiği olan insanın gittiği o en uzun gün. Zaman geçmiş ama ateş yine düştüğü yeri yakmış kül etmiş... Göçüp giden güzel ruhlar, dilerim güzel yerlerdesinizdir, ruhunuz şad olsun ve geride kalanlar için umarım hayata yeniden tutunmanızı sağlayacak o gücü kendinizde bulabilmişsinizdir. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu unutmayalım. </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>Bu yüzden oturduğumuz binaların gerçekten güvenilir olup olmadığını kontrol edelim, deprem anında ne yapmamız gerektiğini bilelim ve yaşam üçgeninin ne derece önemli olduğunun farkına varalım. Çünkü depremden ziyade </span></span></span></span></span></span><span><span><span><span><span><span>bilinçsizlik, ihmal ve önlem almamak öldürür.</span></span></span></span></span></span></div>