USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

TRT Diyarbakır Radyosu 59. Yaşında

Her ne kadar günümüz iletişim dünyasının egemeni, gerek kullanım sıklığı, gerekse de konu ile ilgili yapılan akademik çalışmalar baz alındığında Internet ya da sosyal medya olarak düşünülse de,   kullanımı açısından rahatlıkla ulaşılabilir oluşundan ötürü radyo, insanoğlunun en güvenilir haber alma araçlarından birisi olmuştur.

Günümüzde çok özel amaçlı kurulan radyolar dışında genel olarak radyo yayıncılığını iki kategoride değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki eğlence amaçlı, diğeri ise haberleşme amaçlıdır.     

Dinlemek için, okuma yazmanın dahi bilinmesine gerek olmayan radyo, sahip olduğu bu özellik ile 1940’lı, 1950’li yıllarda gazete, dergi, okuyucu sayısının bile üzerinde kişilere seslenebilmiş, yine televizyon yayıncılığındaki gibi kamera veya ışık gibi alet ve teçhizat veya geniş hacimli stüdyolar da gerektirmediğinden, özellikle geri kalmış toplumların eğitim programları aracılığı ile kalkınmasında da önemli rol oynamıştır.     

1990'lı yılların sonunda gelişen Internet mecrasıyla da birleşen radyo, Internet radyoculuğu sayesinde kendi ihtiyacı olan verici, anten gibi aletlere bile ihtiyaç duymadan işlevini yerine getirebilmiştir. Günümüzde ise radyo alıcılarının cep telefonuna bile sığacak kadar küçülmesinin getirdiği taşıma kolaylığı evde, işte, otobüste, arabada ve benzeri her ortamda yayınlara ulaşılabilmesini ve dinlenebilmesini sağlamaktadır.

Ülkemizde amatörler tarafından ilk radyo yayıncılığı 1921 ila 1923 yılları arasında yapıldığı bilinse de ilk radyo vericileri 1927 yılında hizmete girmiştir. 1936 yılına kadarki radyo yayınlarını Türkiye Cumhuriyetinde, ‘Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi’ yaparken, sonrasında sırasıyla PTT, çeşitli bakanlıklar ve son olarak da Türkiye Radyo Televizyon Kurumu bu görevi üstlenmiştir. TRT’nin görevi üstlenmesiyle, bir kaç polis ve meteoroloji radyo yayıncılığı dışında bir radyo yayıncılığına da izin verilmemiştir. Bu durum,  1990’ların başlarına kadar  böyle devam etmiş, aynı yıl çıkartılan bir kanun ile radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenerek serbest hale getirilmiştir.

İlerleyen dönemde kitle iletişim araçlarında yaşanan büyük değişim ve dönüşümler, beraberinde günümüz iletişim dünyasının egemen aracını Internet ya da sosyal medya haline getirmiş olsa da, geleneksel kitle iletişim araçları, halen gücünü korumaktadır.

 Bunun yanı sıra, sosyal medya ya da Internet’te her gün karşımıza çıkan asparagas haberler, haber alma noktasında güvenimizi zedelemektedir.

Radyo ise, hemen hemen tüm motorlu taşıtlarda yer bulması ve müzik gibi insanların stres atmak için en çok başvurdukları yöntemlerden birisini sıklıkla kullanmasıyla güncelliğini yitirmeyen  güvenilir bir kitle iletişim aracı olarak hayatımızdaki yerini korumaktadır.

Ülkemizde ilk radyo yayını Cumhuriyet’in ilanından sonra 1925’te “Telsiz tesisi hakkında kanun” yasasının çıkmasının ardından süren yoğun çalışmalar sonucu 6 Mayıs 1927’te gerçekleşmiştir.

Yoğun çalışmalar neticesinde İstanbul Radyosu, 6 Mayıs 1927’de ilk anonsla yayın hayatına başlar.

O anons kısaca şöyledir:

ALOOOO ALOOO….Muhterem Samim…

Burası İstanbul telsiz telefonu

Şimdi akşam neşriyatına başlıyoruz….

 Bu anons 6 Mayıs 1927 tarihinde ülkemizde yapılan ilk radyo yayınının anonsu.

 “Aloo aloo, muhterem sâmiîm” yani “muhterem dinleyiciler” diyerek Sirkeci’deki Büyük Postane binasının bodrum katından,   bir hoparlör aracılığıyla sokaktaki vatandaşa seslenen kişi ise ilk radyoculardan Eşref Şefik’tir.

O dönemlerde metal, plastik ama özellikle de meşe kaplı boy boy radyoların, başına toplanan ev ahalisi için dışarıya açılan ve çok önemli bilgiler almasını sağlayan devasa bir pencere, çocuklar için sesi duyulan insanların içinde yaşadığı sihirli bir dünya gibiydi.

O günlerden bugüne çok şey değişti. Teknoloji aldı başını gitti, internet hayatımıza girdi.  Şimdi dünya artık dijital çağı.

GELELİM DİYARBAKIR RADYOSUNA…

1964 yılında yayın hayatına il radyosu olarak başlayan Diyarbakır Radyosu  1 Ocak 1997 tarihinden itibaren TRT - GAP Diyarbakır Radyosu  adıyla geniş bir yayın alanına kavuşmuştur. Radyo 4'ün vericilerinin bir kısmını TRT Nağme  TRT Türkü   adı ile  yeni kurulan iki kanala ayrılması ile her iki kanalda da yayınlar yaparak dinleyicilerle buluşmaya devam etmiştir. Günümüzde ise 10.05-13.00 saatleri arasında bölgesel yayın yapılmaktadır. 

• Kuruluş yıldönümünde TRT GAP Diyarbakır Radyosu'nda geçmişte görev yapmış olan bazı spikerleri burada anmak istiyorum:  Mustafa Çermikli, Zafer Kiraz, Evren Daşdağ, Canan Akbay, Fulin Arıkan, Erdoğan Arıkan, Deniz Demir..

• Bu arada TRT Diyarbakır radyosunda görev yapan ve vefat eden değerli şahsiyetlerin de isimlerini saymadan geçemeyeceğim.

• Aydın Akın, Selahattin Şentepe, Hasan Ekmekçi, Rıdvan Çongur, Musa Kâzım Özer, Tevfik Batkan, Zülküf Emre, Halit Çelik, Ramazan Saran, Cahit Ümül, Hüseyin Bulut, Çetin Tezcan, Yılmaz Öcal, bir dönem radyo müdürü olarak görev yapan Haydar Güner Eren, Musa Özer, Mevlüt Türkerman ve son olarak geçtiğimiz hafta vefat eden  Recap Acay..

• Hepsini rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad mekânlerı cennet olsun…

Bu duygu ve düşüncelerle TRT GAP Diyarbakır radyosunun 59. kuruluş yıldönümünde emeği geçen herkesi tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının daim olmasını diliyorum…

NİCE YILLARA…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ