USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Televizyon okuyor, kitapları seyrediyoruz…

Geçtiğimiz  gün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Cumhuriyetimizin 100. yılında 100 kütüphane projesi  kapsamında Kayapınar Kaymakamlığı  ile ortaklaşa 3500 metrekare alan üzerinde yapılan Prof. Dr. Aziz Sancar Bebek ve Çocuk Kütüphanesi’ hizmete açıldı.

75. yol üzerinde bulunan Mahabad Bulvarındaki açılış törenine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Vali Ali İhsan Su, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi,   Kayapınar Kaymakamı Arif Kahraman, GAP Başkanı Hasan Maral, Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu, D. Ü.  Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İrfan Yıldız,   İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemil Alp, Ak Parti milletvekili adayı Suna Kepolu Ataman, Kütüphane Müdürü Selman Aydoğdu ve çok sayıda aileler çocuklarıyla birlikte katıldı.

Programda söz alan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, ‘Bakanlık tarafından bir kültürel dönüşüm projesi olarak kabul edilen bebek ve çocuk kütüphanelerine bir yenisini eklemenin mutluluğunu yaşadığını belirtti. Yavuz, Kütüphanemize verdiğimiz isim Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar; bu topraklarda doğmuş, büyümüş ve adını dünya bilim tarihine parlak harflerle yazdırmış, hepimiz için gurur kaynağı olan bu vatanın evladıdır.’ Dedi.

2023 yılında bakanlığa bağlı olarak hizmet veren kütüphane sayısını bin 270’in üzerine çıkardıklarını ifade eden Yavuz, ‘250 halk kütüphanesini yeniden yapılandırdık. Şu anda ülke çapında 68 yeni halk kütüphanesini yapılandırıyoruz. 17 bebek ve çocuk kütüphanemiz oldu. Gezici kütüphaneleri ise,  çocuklarımızın, gençlerimizin ayağına götürüyoruz.’   şeklinde konuştu.

Gazeteci Güngör Uras, Milliyet'teki köşesinde Türkiye'nin kitap okumasına ilişkin, ibret alınacak rakamlara yer vermiş.

Uras'ın yazısına göre Türkiye'de insanlar 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internete girerken, sadece 1 dakikasını kitap okumaya ayırıyor.

Kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 135. sırada yer alıyormuş.

En fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa var. Bunları Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile izliyor. Türkiye,   Binde bir  okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Okuma alışkanlığında dünyada 86. sıradayız.

İşte Güngör Uras'ın verdiği o rakamlar:

Türkiye’de her yıl 45-50 bin başlıkta kitap basılıyor. Elektronik ortamda da 4-5 bin kitap yayınlanıyor.

Basılan kitapların yarıdan fazlası (yüzde 58’i) ders kitapları. Yılda 15 bin dolayında edebiyat, 1.500 kültür ve sanat kitabı, 3 bin kadar da dini kitap yayını var. Gerçi bu istatistiki bilgiler eski ama, yine de değişen fazla bir şey yok.

Diyarbakır’daki  Prof. Dr. Fuat   Sezgin il halk kütüphanesi  Müdürü Selman Aydoğdu’nun belirttiğine göre okuma kültürünün artırılmasına yönelik bu kütüphanede 85.000 adet  kitap var.

Bu kütüphanenin faaliyete geçmesine elbette çok memnun olduk. Ancak, her yıl binlerce kitap basılıyor, ve birçok yerde kütüphaneler açılıyor. Açılıyor da, ne oluyor?  Maalesef bu kütüphanelerden yeterince faydalanabiliyor muyuz ?

Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi çocuklarımızın daha çok kitap okumasına bağlı. Maalesef artık televizyon okuyor, kitapları ise, uzaktan seyrediyoruz.

Okumak, herkesin  kültürel gelişimlerini tamamlamaları ve bilgi çağını yakalamaları için hava gibi, su gibi   günlük hayatlarının bir parçası olmalı.

Bizim çocuklar kitap okumada Afrika ülkelerinin bile gerisinde kalmış durumda.

Türkiye’de 100 kişiden sadece 5 veya 6  kişi kitap okuyor.

Çocuklara kitap hediye edilmesi sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada.

Geniş tanıtım ve iletişim olanaklarına, daha yüksek okullaşma oranına, on katı artmış bir eğitimli nüfusa,  sayısı artan üniversitelere karşın, okurluk düzeyi maalesef yeterince artmıyor. 

Peki bunun nedeni ne? İlk akla gelen, televizyon... Televizyon, gerçekte okur olmayan, ancak okur gibi davrananların bir bahanesi. Uzmanların belirttiğine göre, okuyan, bilgi edinmede ve aktarmada aktif olan kişiler üzerinde ise televizyon, aktifliği ve okumayı artırıcı etki yapıyor.

Eğitim sistemi okurluğu artırmak ve özendirmek bakımından en uygun ortam.  Bu ortamı çok iyi değerlendirmek zorundayız.  Bu konuda özellikle eğitimcilere ve anne babalara büyük görev düşüyor. 

Bilgi toplumu olmak istiyorsak, kitap okumayı teşvik edici önlemler bir an önce alınmalı ve bu hassas konuda   ciddi çalışmalar yapılmalıdır. Yoksa yarın çok geç olabilir. 

Yolu kitaptan geçen herkesle buluşmak dileği ve kitap okuma alışkanlığının arttığı, bir Türkiye özlemiyle…  

 

  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ