“Diyarbekir İl Yıllığı’nda Basri Konyar’ın verdiği bilgiler, o dönemin tek yayınlanmış kaynağıdır. Eskiye olan bakışın, yorumun neticesinde yıktırılan yapılarla birlikte kale de nasibini almıştır.Bunun dönemin Şehremini (Belediye Başkanı) Nazım Önen tarafından gerçekleştirildiği bilinmekteyse de kimilerince dönemin valileri tarafından kalenin yıktırıldığı belirtilir. O dönemi yaşamış isimlerle yaptığımız görüşmelerde Şehremini tarafından kalenin birçok kısmında yıktırmaların yapılmış olduğu düşünceleri ağır basmaktadır.Gabrıel’in eserinde de bu konu detaylı biçimde anlatılır. Yedi Kardeş ve Ulu Beden (Evli Beden) Burcu’nun birer taş ocağına dönüştürüldüğü kendi ifadesidir.Diyarbakır’da yayımlanan kitapların hacimli olanlarından bir çalışma, Basri Konyar’ın Vilayet adına yayımladığı’’ Diyarbekir Tarihi’’, ‘’Diyarbekir Kitabeleri’’ ve ‘’Diyarbekir Yıllığı’’dır. Bu üçlemede Amida’da yer alan fotoğrafların bir bölümüyle yeni fotoğraflar yer almaktadır.Ulus Basımevi’nde gerçekleştirilen eserlerin tabedilmesinde fotoğraflara özen gösterilmediği görülmektedir. Belki de o dönemin tekniği, buna el vermemiştir. Bu üçlemede şehre dair fotoğraflar, derlemelerle büyük bir yekûn tutmaktadır.Bedri Günkut’unDiyarbekir Halkevi yayını ‘’Diyarbekir Tarihi’’ çalışmasında on dokuz fotoğraf yer almaktadır. Bu fotoğraflar, fazla bir öneme sahip değildir, basılmış eserlerden alınmıştır.1930’lu yıllardan 1960’lara kadar şehirle ilgili yayınlarda fazla bir hareketlilik görülmez. Halkevi Mecmuası ve Diyarbekir (Diyarbakır) Gazetesi başlıca yayınlardır. 1960’lardan sonra şehirle ilgili araştırmalarda ivme görülür. Fotoğrafçılık da bu tarihte önem kazanır.Diyarbakır Halkevinin işlevsizliği, yerini Diyarbakır Tanıtma ve Turizm Derneği’ne bırakır. Dernek önceleri “Kültür Derneği”, sonradan “Tanıtım Derneği” olarak faaliyet göstermiş. 30 Nisan 1964’te “Diyarbakır Tanıtma ve Kültür Derneği” adını almıştır.Yapılan Karpuz Festivali fotoğrafları şehre beklenen ilgiyi getirse de festivalin üçüncüsünden sonra dernek faaliyetlerini yayıncılığa yöneltir. Bunda A.Şevket Kavut’un (Şevket Beysanoğlu) oldukça emeği vardır. Arkadaş çevresi olarak Adil Tekin, Şevket Beysanoğlu, Dr. Selahattin Yazıcıoğlu olmak üzere birkaç isim, şehrin tanıtılması için, kendilerine tanınan çerçevede dernek olarak faaliyetlerini yürütür.Diyarbakır Fotoğrafçılığı’nda 1930’lardan 1990’a kadar Adil Tekin’in önemli bir yeri vardır. Dernek mensubu olarak, meslek seçtiği fotoğrafçılıkla şehri, ilçeleri ve köyleri fotoğraflamaya çalışmış, şehirde aranan ve yetkin olan isimlerin başında gelmiştir. İsminden çok işyeri ismiyle anılan Foto Dicle’nin sergileri art arda yayımlanan kitaplar, kartpostallar şehrin tanıtımındaki boşluğu doldurur gibidir. Denilebilir ki kendisinden önceki ustaları olarak görülen isimlerden bir adım önde olan Adil Tekin, şehrin fotoğrafçılığında tek isimdir.1980’lerde artan fotoğrafçı sayısı makinelerin rahatça bulunması üniversitenin yaygın konumu fotoğrafçılık alanında çok sayıda ismin Diyarbakır’la ilgilenmesine zemin hazırlamıştır. Diyarbakır’da fotoğraf sanatına emek vermiş tespit edilen sanatçılar hakkında yaptığımız araştırmalarda birçok genç ismin çalışmalarının yer aldığı Diyarbakır Güzel Sanatlar Galerisi’nde yılda ortalama üç dört fotoğraf sergisini açıldığı belirtilmiştir.Adil Tekin’den önce Mehmet Danyal Tuncer’in çektirdiği fotoğraflar da büyük öneme sahiptir ki çoğu Adil Tekin’in arşivinde yer almaktadır. Oğlu Orhan Cezmi Tuncer, babasına ait kimi fotoğrafları, kitap çalışmalarında yayınlamaktadır. 1950 Yıllarına kadar “HULAGU” imzalı fotoğraflara da rastlamaktayız.Diyarbakır Fotoğrafçılığı’na emeği geçen başlıca isimleri şu şekilde sıralamak mümkündür, kısa biyografileriyle:<strong>Süleyman Sezgin</strong>: Diyarbakır’da stüdyo kuran ilk isimlerden biri olan Sezgin, Ziya Gökalp Lisesi resim öğretmeni olarak bilinir. Fotoğrafları ilk kez 1936’da Diyarbakır yıllığında yer alır. Vefatı sonrası arşivinin bir bölümü Foto Dicle’de korunmuş Sezgin’in fotoğraflarından 1948’de oluşturduğu bir albüm öğrencisi Prof. Dr. Selahattin Yazıcıoğlu tarafından 1995’te yayımlanan “Dünden Bugüne Fotoğraflarıyla Diyarbakır” araştırmamızda yer almıştır. M . Şefik Korkusuz yayımladığımız Sezgin’e ait fotoğrafları şehrin diğer fotoğraflarıyla bir arada “Bir Zamanlar Diyarbekir” adıyla yayımlamıştır. Oğlu Mehmet Sezgin’de bulunan arşivinin kısmen fotoğraf albümü haline dönüştürülmekte olduğunu, basında yer alan haberlerden öğrenmiş bulunuyoruz.<strong>Mehmet Danyal Tuncer</strong>: “Foto Yıldız” olarak bilinir. Şehrin ilk stüdyo fotoğrafçısı olan Tuncer’in şehre ilişkin fotoğraflarının bir kısmı 1936 Diyarbakır Yıllığında, 1937’de Atatürk Diyarbakır’da ve Karacadağ Mecmuasının 1950’lere kadar gelen sayılarında kısmen yer almıştır. Şehir mimarisine ait kitapları bulunan oğlu, Prof. Dr. O. Cezmi Tuncer’in zaman zaman çalışmalarında babasının fotoğrafları yer almaktadır. M. Danyal Tuncer’in fotoğrafları albümleştirilmemiştir.<strong>Adil Tekin:</strong> (22 Ağustos 1910 – 17 Aralık 1997): Fotoğraf sanatına 60 yılını adayan şehri kare kare fotoğraflayan, ismi hayırla anılanlar arasında bulunan Tekin, 1920’lerde Kulptan şehre yerleşen ailesinin maddî imkânları el vermediği için okula devam etmemiştir. Fotoğraf alanında Foto Yıldız’ın Süleyman Sezgin’in tecrübelerinden yararlanarak çıraklık döneminde mesleğin inceliklerini kavramış, birikim kazanınca 1935’te Foto Dicle stüdyosunu kurup profesyonelliğe adım atmıştır. Kendisi ile birçok kez görüştüğümüz Adil Tekin, vefatından önce “Tarihin Taşlara Yazıldığı Kent” isimli son fotoğraf albümünü yayınlamıştır.<strong>Cabbar Hulagu:</strong> Hakkında yazılı bilgiye rastlamadığımız sanatçı açtığı fotoğraf stüdyosunda uzun zaman çalışmıştır. Karacadağ Mecmuası’nda ve şehirle ilgili araştırma kitaplarında fotoğrafları bulunmaktadır.<strong>Abdülkadir Akgündüz</strong>: “Foto Çetin” adıyla anılan sanatçı, son dönem fotoğrafçıları arasında yer alır. 1950’li yıllardan sonra şehri fotoğraflayan sanatçının fotoğrafları albümleştirilmemiştir. Arşivimizde yayınlanmamış kimi fotoğrafları bulunmaktadır.Bu isimlerin dışında zaman içinde fotoğrafçılığı yürüten isimler stüdyo fotoğrafçılığı ile uğraşmış, şehre ait fotoğraf çekimlerinde bulunmamıştır.Bunun beraberinde İngiliz GerthurdeBell, yaptığı seyahatlerde şehre dair oldukça fotoğraf çekmiştir. “İngiltere” adına 1900’lerde bölgede araştırma yapan, misyoner ve devlet görevlisi Bell’in fotoğraf arşivi sanal ortamda yer almaktadır.Her ne kadar yabancı kaynaklarda rastlanan şehir fotoğrafları bulunmakta ise de Diyarbakır’da bir merkez olmadığı için şehre dair fotoğrafların zengin bir arşivi oluşturulmamıştır. Kurulmasını arzuladığımız “Diyarbakır Tarih Kültür Folklor Araştırmaları Merkezi” gerçekleştirilirse, biz elimizdeki arşivimizle bu alanda katkı sunmaya hazırız. Çünkü bu sanat dalı, dünü bugüne, bugünü yarına taşıyan bir sanattır ve biz, halen şehir araştırmacıları, bunun önemini kavramamışız.Sadece Diyarbakır eksenli yaptığımız kısa bir araştırmada sonuç, şehirlerle ilgili önemli olan bu tarz çalışmaların gerekliliğidir. Geçtiğimiz Kasım 2010’da Ankara’da Türkiye Yazarlar Birliği’nin gerçekleştirdiği Milletlerarası 1. Şehir Tarihi Yazarları Kongresi’nde de ele alınan bu husus, üzerinde önemle durulması gereken konudur. Şehirlerin tarihi yazılırken, dünle bugün arsında köprü olan “Fotoğrafçılık Sanatı” oldukça önemlidir. Bazen bir fotoğraf, tarihî akışı değiştirebilecek öneme sahip olabilmektedir. Elbette yazılı belgeler, yazma eserler de aynı öneme haizdir. Gelin anlatın ki bazıları anlamaya çalışsın!...