USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

Kurban Bayramı ve tarihçesi

Kurban bayramına son 10 gün kaldı. İslam âlemi için önemli iki bayramdan biri… Hz. İbrahim’den bugüne kadar sürdürülen kurban kesimi kimileri (mesela hayvan severler) için çok canice, gaddarca görünse de bir kesim için çok önemli bir öneme sahip.

İslam dininde Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah'a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir.

Hadi gelin kurban bayramı ve kurban kesiminin tarihine, nereden geldiğine bakalım.

Kurban kesilmesi eyleminin bir gelenek ve adama olarak dini tarihteki yeri çok eskilere Hz. Muhammed (sav) ’den de önceye dayanıyor.

Kuran-ı Kerim’de de yer verildiği şekliyle Hz. İbrahim’in Allah’a olan sevgi ve bağlılığını göstermek için oğlunu kendisine kurban etmeye karar vermesi sonrasında gökten inen kurbanlık hayvanı kesmesi ile kurban geleneğinin başladığı kabul edilir.

Kuran – ı Kerim’de söz konusu olay, Saffat suresinde 100 - 111. Sırasındaki şu ayetlerle indirilmiştir. “Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlat ver!”/Bunun üzerine kendisine akıllı ve edepli bir erkek çocuğu olacağını müjdeledik. /Çocuk, babasıyla beraber iş güç tutacak yaşa gelince babası ona, “Yavrucuğum, dedi, rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım sen bu işe ne diyeceksin?” Dedi ki: “Babacığım! Sana buyurulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.” /Her ikisi de (ilâhî buyruğa) teslim olunca ve babası onu yüz üstü yatırınca, /“Ey İbrâhim” diye ona seslendik; /“Tamam, rüyanı gerçekleştirmiş oldun.” İşte iyileri biz böyle ödüllendiririz./ Bu, kesinlikle apaçık bir imtihandı. /Biz, (oğlunun canına) bedel olarak ona değerli bir kurbanlık verdik. /Onun hakkında, “İbrâhim'e selâm olsun!” ifadesini sonradan gelen nesiller arasında devam ettirdik. /Evet, iyileri işte böyle ödüllendiririz. /Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandı.”

Kesin olan bir bilgi olmasa da kronolojik ve arkeolojik araştırmalardan ortaya çıkan sonuçların yorumlanmasıyla Hz. İbrahim’in MÖ. 2000 – 3000 dönemlerinde yaşadığı anlaşılmaktadır. Bu da kurban geleneğinin kökenlerinden bugüne 4000 yılı aşkın bir kültür olduğunu göstermektedir.

Kutsal kitaplarda Hz. İbrahim’e atıf sürekli yapılır ve bu nedenle ilahi dinler olarak kabul edilen 4 din, İbrahimi dinler olarak da adlandırılır. Hz. Muhammed (sav)’in yaşadığı dönemde bu geleneğin bir devamı olarak yine İslami kaynaklara göre ilk Kurban duasını 624 yılında yapmıştır. Hz. İbrahim’den bu yana Hac ziyaretinde yapılan Kurban kesmenin İslam dininde vacip olması bu şekilde olmuş, Hz. Muhammed, cemaate bayram namazı kıldırdıktan sonra iki kurban keserek birini Allah’a birini de Allah rızası Muhammed’in hanesine ve hane halkına diyerek dua etmiştir. Hz. Peygamber’in sözleri ve uygulamalarının yanı sıra Hac suresinde inen ayetlerle birlikte o tarihten bu yana Müslümanların iki bayramından biri olagelmiştir. Hac Suresi’nin 37. Ayetinde; “Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a ulaşacaktır. Allah’a ulaşacak olan ancak sizin O’nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir. Size doğru yolu gösterdiğinden, Allah’ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir. Ey Muhammed, iyilik yapanlara müjde et” buyrulmaktadır.

İslam’a göre Kurban kesmek vaciptir, farz değildir. Farz ile vacip arasındaki fark ise yapılması farz olan emirlere vacip tanımlaması olarak düşünülebilir. Geçmişten gelen gelenek ve uygulamalarla maddi yeterliği olan Müslümanlara kurban kesmek vaciptir. İslam’ın baz aldığı takvim olan Ay takvimine göre Zilhicce ayının 10. Gününden başlayarak 4 gün süreyle kutlanan Kurban bayramının tarihi, ülkemizde Gregoryen Güneş takvimi kullanıldığı için her yıl değişmekte ve bazen bir tam yıl içinde iki kez kutlanabilmektedir.

Ve son olarak Kurban Bayramı'nı et kesilen ve dağıtılan bir gün dizesi olarak görmek yerine, ihtiyaç sahiplerinin düşünüldüğü ve yardıma ihtiyacı olan insanların hatırlandığı; paylaşımların artırıldığı ve bereketli sofraların kurulduğu bir bayram olarak özümsemek gerekmektedir.

Kurban bayramının Herkesin evine ve sofrasına bereket, neşe, huzur, sağlık getirmesi temennisiyle…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ