Dünyayı kasıp kavuran ve ülkemizde de hızlı bir şekilde yayılan koronavirüs salgını sosyal yaşamı felç etti. İnsanlarda kaygı eşiği çok yükseldi. Okuduğumuz haberler moralimizi bozuyor ve belirsizlik psikolojik hasarlar da yaratabiliyor.Koronavirüs bir yanıyla insanlığın böylesi salgınlara hiç de hazırlıklı olmadığını gösterdi.Siz de görüyorsunuz, esip gürleyen dünya devletleri de virüs salgını karşısında çok çaresiz.Bugüne kadar 22 binden fazla insan virüsün neden olduğu Covid 19 hastalığı nedeniyle hayatını kaybetti. Bu illete yakalanan ve hayatını kaybeden insanlar bu dünyadan sevdiklerine veda edemeden hayata gözlerini yumuyor. Hepsi de ciğerlerde oluşan ağır tahribat nedeniyle nefes alamadan boğularak ölüyor. Doktorların anlatımına göre bu en kötü ölüm biçimlerinden biri.Özellikle 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olan insanlar birinci dereceden riskli bu yüzden onların korunması öncelikli. Türkiye'de devletin aldığı tedbirlerin başında okul ve üniversitelerde eğitime ara vermek oldu. Çok da iyi oldu ama gençleri ve çocukları evde zaptedebilene aşkolsun! Tatildeyiz modundan sıyrılamadı birçoğu.65 yaş üstü insanlar için sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Normal zamanlarda bile evde durmak istemeyen yaşlıları evde tutmak zor elbet ama virüs ile ilgili sosyal medyada yaşlılara yönelik başlayan linç hareketleri, itibarsızlaştırma sanki virüsü onlar bulaştırıyormuş gibi itiibarsızlaştıran paylaşımlar kabul edilir gibi değil.Yaşlı insanlara yönelik yapılan saygısızca davranışlar sanıyorum ki sadece beni çileden çıkarmadı, birçok insanın duygularını incittiği için bir ikisi hakkında soruşturma da başlatıldı, iyi de oldu.İnsanlar eve kapanınca haliyle internete, sosyal medyaya yüklendi. Virüs geçse bile bazı davranışların kalıcı olacağı kesin. Mesela sosyal yaşam daha içe dönük olacak, daha bireyci bir yaşam öne çıkacak, iletişimde internet gerçek hayatın yerini tutacak, belki şu an aktif olarak kullandığımız sanal alışverişler ile insan gücüne az ihtiyaç duyulacak ve marketler kapanıp sanal marketler artacak, robotik sistemler hayatımıza daha çok girecek.Koronanın bize gösterdiği bir durum ise insanın en bencil yönünü ortaya çıkarması oldu.Marketlere saldıran, önüne geleni stoklayan insan çeşidi türedi. Kimsenin aklına evine bir ekmek bile götüremeyen insanlar gelmiyor bile. Bu ülkede ya da dünyada yoksullar yokmuş gibi, herkesin evinde internet, cebinde sınırsız limitli kredi kartı varmış gibi bir algı hakim.Hijyenik kurallara uyabilmek için o olanakların hiçbirine sahip olamayacak insanların sayısı buna sahip insanların binlerce katı. #evdekal hastagı güzel ama evi olmayanlar, sokakta kalanlar ne olacak... İşi dışarda olup çalışmak zorunda kalanlar, bir gün çalışmayınca çoluğu, çocuğu aç kalanlar...Umarım bu virüs belası insani duygularımıza daha büyük darbe vurmadan en kıza samanda yeryüzünden silinir gider...Evet, tek bilinen şey kendimizi ve sevdiklerimizi koyabilmemiz için evde kalmamız gerektiği.Günlerdir akşam ezanından sonra camilerde sela okunuyor. Bir arkadaşım, "Hayatını kaybeden insanların selası okunmadığı için mi bu uygulama?" diye sorduğunu sorunun mantığının yanlış olmadığını düşündüm. Belki de öyledir. Bu virüsün sebep olduğu tüm canlar için Allahtan rahmet, hastalara şifa, kalanlar için merhamet diliyorum. Umarım en kısa zamanda bu illete de bir çare bulunur ve hayat normale döner.