Korkuyu Koklamak!

Geçenlerde, ilginç bir deneye denk geldim. Deneyi olduğu gibi aktarmak istiyorum. Bir grup insanı laboratuvara getiriyorlar ve iki gruba ayırıyorlar. Birinci grubu seçip hepsine eşofman giydiriyorlar. Terleyince teri içine çeksin diye. Ve bu kişileri koşu bandında koşturuyorlar. Bu sayede çok terliyorlar. İkinci gruba da eşofman giydiriyorlar ama onları uçaktan paraşütle atlama yerine götürüyorlar ve bu kişilerde paraşütle atlıyor. Koşu bandı teri ve paraşütle atlayanların ter örneklerini alıyorlar ve hiç haberi olmayan insanlara, beyin MR’larını çekerken koklatıyorlar ve beyinlerini tarıyorlar. Hepsine iki gruptan da ter örnekleri veriyorlar. Paraşütle atlayan kişilerin terini koklayan herkesin beyninde, amigdalasında

(Amigdala; badem şeklinde bir yapıda limbik sistemde yer alan, kişinin korku, kaygı, öfke ve endişe gibi duygu alanlarını yöneten beyindeki bir bölgedir. Amigdala beyinde büyük bir ağın parçası olarak tehlikenin algılanmasında etkilidir.) bulunan korku mekanizması tetikleniyor. Diğer bir deyişle, korku terini kokladıklarında sebebini bilmeden korku hissetmeye başlamışlar. Diğer taraftan koşu bandı terini koklayan hiç kimsede bir değişiklik olmadı. Bu şu anlama geliyor: insanların mimikleri, ses tonu, vücut dili gibi şeyler hakkında konuşup çıkarım yapabiliriz ama aynı zamanda etrafımızdaki insanlardan da kimyasal olarak etkileniyoruz. Bildiğiniz, korkuyu koklayabiliyoruz ve korkmaya başlıyoruz. Bu, aynı zamanda iç güdülerimizi neden takip etmemiz gerektiğinin büyük bir göstergesi.

Enteresan bir deney! Kokuların üzerimizde yarattığı duygu durumuna bilimsel olarak ışık tutmuş bir deney.  Kokuların üzerimizde fiziksel ve psikolojik olarak etkileri çok büyük. Huzur, neşe, mutluluk, cesaret ile salgılanan ter ile keder, üzüntü, stres, korku gibi durumlarda salgılanan terin yani kokunun bizde de aynı duygu durumuna geçişini gösteriyor.

Kokusunu beğendiğimiz kişileri doğru orantılı bir şekilde çok seviyor ve doğal olarak kendimize yakın hissediyoruz. Çoğu zamanda ortada hiçbir neden yokken kimi insanlardan hoşlanmamamız tabiri caizse itici gelmesinin altında salgıladığı koku neden olabiliyor.

Koku çok önemli... örneğin; hamile kadınların kokuya karşı aşırı bir hasasiyeti var. Bazı yemek ve kişilerin kokusu hamilelerin istemsizce midesini bulandırıyor ve baş ağrısı, halsizlik gibi sağlık sorunlarına neden oluyor. Bu da kokunun bizim sağlığımızı etkilediği gerçeğini de bizlere gösteriyor.

Gül koklayınca nasıl da mutlu oluyoruz ya da güzel yapılan bir yemeğin kokusu burnumuza geldiğinde iştahımız nasıl da kabarır. Bir de çöp ve kanalizyasyon kokusunu kokladığımızdaki o mide bulantısını ve bir an önce o yerden çıkma isteğimizin bizi nasıl da harekete geçirdiğini anlıyoruz.

Bu yüzden güzel ve temiz kokalım. Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, sürdüğümüz herşeyin kokusuna dikkat edelim.