Büyüklerin ismini yeni doğmuş çocuklara vermek eski bir Anadolu gerçeğidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu da bu geleneğe büyük önem verilir. Böylece ailenin vefat etmiş büyüklerinin, çevredeki saygın insanların, tarihi kişilerin, din bilginlerinin isimleri onlara duyulan saygının ifadesi olarak yaşatılmış olur.Bölgede ünlü yatırların isimlerinin yeni doğmuş kız ve erkek çocuklara verilmesi geleneği de yaygındır. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar bu yatırlara gider ve eğer çocukları olursa yatırın adının verileceğini vaad ederler.Diyarbakır’da; Adına İçkale’de cami bulunan Hazreti Süleyman, Gülşeni tarikatının kurucusu, bilgin İbrahim Gülşeni, Rüfai Şeyhi Seyit Ahmet, Ergani ilçesindeki dağda makamı bulunan Zülkefil Peygamber (Zülküf), IV. Muradın başını kestirdiği, daha sonrada pişman olduğu Şeyh Aziz Mahmut Urmevi, Kadiri Tarikatı Şeyhi Abdülkadir Geylani, Mardin yolunda türbesi bulunan keramet sahibi Sultan Şeyhmuz, Şanlıurfa’da Nemrut tarafından ateşe atılan Peygamber Halil İbrahim, çilekeş Peygamber Hz. Eyüp, Meryem, İsa, bölgede isimleri çocuklara en çok verilenler..Ayrıca, belirli dini günlerde, kutsal aylarda, kandil gecelerinde doğanlara da o günlerin isimleri verilir; Recep, Şaban, Ramazan, Bayram, Remziye, Kadri, Kadriye, Berat, gibi.Günümüzde bu tür adaklara itibar giderek azalıyor. En tutucu ailelerde, köylerde bile çocuklara modern isimler veriliyor artık;Yatırla adanmış isimler yerine Ercan, Uğur, Mert, Barış Erkan, Serkan, Cem, Ulaş, Deniz, Birsen, Gülsen, Gizem, Canan, Öznur, Aynur, Dilek, Semra Sedat, Gülcan, Nurcan, Ezo, Bahar, Özlem Gül, Melek, Serkan Berkan gibi isimler şimdilerde yaygın hale gelmiş.