Hayatın Koşturmacasında Kendini Kaybetme

Günlük hayatın temposu o kadar hızlı ki çoğu zaman bu koşturmacanın içinde kayboluyoruz. Hep daha fazlasını yapma arzusu, başkalarıyla kendimizi kıyaslama ve sürekli başarılı olma baskısı… Tüm bunlar bir yandan bizi ileriye taşıyor gibi görünse de, bir noktada durup düşünmek gerekiyor: Gerçekten ne kadar daha dayanabiliriz?
Başlarda fark etmeyiz. Biraz yorgun hissetmek, stresli olmak zaten işin bir parçası değil mi? Etrafımızdaki herkes sanki aynı yoğunlukta yaşıyor. Ancak zamanla o yorgunluk geçmez olur. Sabahları uyanmak bir işkenceye dönüşür ve gün içinde yaptığımız hiçbir şeyden keyif alamamaya başlarız. Sürekli bir yetersizlik hissi, her şeyin üzerine çöken bir ağırlık… İşte burada devreye tükenmişlik giriyor. Ve fark etmesi düşündüğümüzden çok daha zor.

Sosyal medyada sürekli olarak herkesin hayatındaki en güzel anları gördüğümüzde, kendi hayatımızı sorgular hale geliyoruz. Sanki herkes mükemmel bir şekilde yaşıyor, eğleniyor, başarıyor, ama biz sadece yetişmeye çalışıyoruz. Bu baskı, özellikle iş veya okul hayatında zirveye ulaşabiliyor. Herkesin aynı tempoda çalıştığını ve daha fazlasını başardığını düşündüğümüzde, sınırlarımızı zorluyoruz. Daha fazla çalışmak, daha fazla sorumluluk almak zorunda hissediyoruz. Ancak bu sonsuz koşu, bir noktada duvara çarpıyor.
Kendi ihtiyaçlarımızı fark etmek ve onlara öncelik vermek, genellikle en son düşündüğümüz şey oluyor. Oysaki, bu durumla başa çıkmanın ilk adımı, kendimize zaman tanımak. Her an her şeyle başa çıkamayız. Hepimiz insanız ve sınırlarımız var. Başkalarının hayatına bakarak kendi başarılarımızı ya da mutluluğumuzu ölçmek en büyük hatalardan biri. Çünkü herkesin mücadelesi, herkesin zorlukları farklıdır. Sosyal medyada gördüğümüz mükemmel görüntüler, gerçeğin sadece küçük bir parçası.

Bazen durup bir nefes almak, hayatımızda fark yaratacak en basit ama en etkili adım olabilir. Dinlenmek, sadece fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da yeniden toparlanmak demektir. Kendinize karşı daha şefkatli olmayı öğrenmek, bu yolda en büyük desteğiniz olabilir. "Hayır" demeyi öğrenmek, sınırlar koymak ve ihtiyaçlarınıza kulak vermek, tükenmişliği aşmanın en önemli yolları. Çünkü günün sonunda en büyük başarı, kendinizi kaybetmeden hayattan zevk alabilmektir.