USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

GÜNEŞ HANIM AY OĞLAN - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Diyarbakır’da gök tümü ile kutsaldır. Uzayın derin boşluğu, yıldızlar, ay ve güneş üzerine çok söylemler, inanışlar vardır… Ve her biri başka gizemlidir.

Parlak yıldızı gök kubbesi, yaz geceleri damlarda tahtlarda yatan Diyarbakırlıların üzerini örten ışıl ışıl bir yorgan güzelliğindedir.

Gece damlarda kurulan tahtlarda, elini uzatsan değecek kadar yakın görünen pırıl pırıl yıldızlarla kaplı göğün altında oturup geç saatlere kadar sohbet eden mahalleli kadınların, öyküleri, masalları hep Ay, Güneş ve yıldızlar üzerine olurdu.

Uzun yaz gecelerinde bu öyküleri, masalları dinlemek büyük keyif verirdi bizlere. En çok ‘’Leyla ile Mecnun’’ masalından etkilenirdik. Özellikle masalda geçen ‘’Gökte her bir uzayın bir başka köşesinde olan Leyla ile Mecnun’un yıldızları yılda bir kez gökte akarak birleşirler. Bu birleşmeyi kim görürse her dileği yerine gelir’’ denirdi.

Yaz geceleri damdaki tahtlarda sırt üstü yatarken gözlerimizi göğe diker yıldızları seyreder, kayan bir yıldız olursa heyecanlanır, hemen içimizdeki dilekleri tutardık… Yıllarca, Leyla ile Mecnun yıldızlarını birleşirken görmenin hayalini kurardık..

‘’Damlarda en çok bekar, erkek ve bekar kızlar bu Leyla ile Mecnun’un yıldızını görmek için saatlerce, uykularının son saatine kadar gözlerini gökten ayırmazdı, Anne ve Babalar çocuklarının saatlerse yatmadığını görünce kızar ve azarlardı, ‘’Haydi yat artık sabah işe gideceksin’’ diyerek uyumalarını isterdi’’

Şimdilerde ne dam kaldı ne damlardaki tahtlar, aklımızda kalan tek şey, ‘’ Özledim kardaş damdaki tahtları sıtaraları özledim, gece parlayan o yıldızları özledim, o yıldızlar arasındaki akan yıldızları özledim’’
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ