İki hafta önce Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde yaşanan bir vahşet yine "cinnet tabiriyle geçiştirildiği için birçoğunuzun gözünden kaçmış olabilir.Can Yılmaz adında 35 yaşında bir adam, kendisiyle birlikte 30 yaşındaki eşi Güllü ve 12 yaşındaki kızları Zeyneb'in üzerine benzin dökerek ateşe verdi. Ekipler olay yerine ihbar üzerine gidinceye kadar, Güllü Yılmaz'ın vücudunda ağır yanıklar oluşmuş.Her üçü de hastaneye kaldırıldı ama Güllü'nün durumu ağırdı.Haber yine aynı şekilde "cinnet geçiren koca" klişesiyle verildi. Koca cinnet geçirince sanki makul bir yanı varmış kolaycılığıyla meselenin kaynağı geçiştirildi.Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi yöneticilerinden olan avukat Aslı Pasinli, sosyal medya hesabı üzerinden yazdığı bir mesaj ile günlerdir yoğun bakımda olan Güllü'nün yaşam mücadelesini kaybettiği haberini verdi."Kafa kesenler, bıçakla doğrayanlar, benzin dökenler... erkekler kadın cinayetlerinde işid modellemesi yapıyor" diyerek bu olaya tepki gösterdi.İki ay önce kızının gözleri önünde boşanmak istediği kocası tarafından vahşice boğazı kesilerek ölen Emine Bulut'u hatırlıyorsunuzdur.Olayı kameralara yansıdığı için infial yaratmıştı. Her ne kadar görüntüler olayın gerçekleştiği günden iki hafta sonra ortaya çıkmış olsa da, bu görüntüler ile birlikte Türkiye kamuoyu vahşetten haberdar olmuştu.Emine'yi katleden Fedai Varan hakkında 'canavarca hisle tasarlayarak adam öldürmek' suçundan kamu davasının açılsa da, mahkeme yaptığı yargılama sonucunda eylemin 'kasten adam öldürmek' suçu kapsamında kaldığı belirten bir karar verdi ve katili müebbet hapis cezası ile cezalandırdı."Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre eylemin 'kasten öldürme' suçu kapsamında kaldığı anlaşılmakta. Sanığın, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önemi ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin amaç ve saiki ile failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı dikkate alınarak eylemine uyan 'kasten adam öldürmek' uyarınca kanunen müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir."Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre Eylül ayında 53 kadın öldürüldü. Öldürülen kadınlar anısına hazırlanan anıt sayaç ise bu yıl öldürülen kadın sayısını 285 olarak gösteriyor.Emine'ye yardım etmek yerine kameraya çekenlerin vicdanını hala sorguluyorken, eşleri tarafından vahşice öldürülen diğer kadınların sesini de ne yazık ki duyamıyoruz. Hikayesini bilmediğimiz Güllü'nün hayatının "cinnet geçiren koca" eliyle vahşice son bulmasını da satır aralarında öğreniyoruz.Güllü'nün hikayesinin arkasındaki ekonomik, sosyal, ruhsal birçok problem olabilir elbette, ama şiddeti, vahşeti, kadın cinayetlerini canilikle geçiştirmek, yaşanacak yeni "cinnetlere" meşru zemin hazırlamak demektir.Yaşadığı bunalımın faturasını eşine ve çocuğuna kesen nice katil kocanın haberi ne yazık ki cinnet tabiriyle geçiştiriliyor. O kocanın yaşadığı buhranı ve sıkıntıları mutlaka eşi ve çocukları da yaşıyordur, ama eşini ve çocuklarını katleden kadınlarla ilgili yapılan haberlerin "cinnet geçiren kadın" başlığıyla değil de daha çok "cani kadın" gibi klişelerle verildiğini görüyoruz. Haberi yazanın toplumsal cinsiyet algısı ise birinci yargı kurumu oluyor adeta.Bu yüzden haberci arkadaşlarımızın kadın cinayetleriyle ilgili yazdıkları haberlerde kullandıkları kavram ve haber diline daha özenli yaklaşması gerekiyor.