USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

GELELİM ŞU YOUTUBERLİK MESELESİNE

Malum sosyal medya platformların artması ile eline akıllı cep telefonu olan sırf bu hesaplardan paylaşım yapmak adına akla, hayale gelmeyecek açılardan fotoğraf paylaşıyorlar.

Yüzbinlerce takipçisi olan bu hesaplardan paylaşılan video ve fotoğraflar bazen sayısı milyonları bulan beğeni ve tıklama alıyorlar.

Bu işi profesyonelliğe döküp bundan para kazananlar da oluyor elbette ve bu durum özendirici bir faktör oluyor.

Birçok çocuğun kişisel youtube hesabı var, eskiden büyüyünce çocuklar doktor, mühendis olmayı istediğini söylerken, şimdilerde milyonlarca takipçisi olan bir youtuber olmak tercihler arasında yer almaya başladı.

Bir arkadaşımın üç yaşındaki yeni yeni konuşmayı öğrenen kızı "teyze, benim youtube sayfama abone olur musun?" sorusunu duyunca çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim.

Teyzesinin kızı ona youtubeden sayfa açmış, birkaç vidyosunu da sayfaya yüklemiş. O ekranda kendini görmek, insanlar tarafından izlenilmek, beğenilmek isteği üç yaşındaki çocuğa kadar inmiş vaziyette anlayacağınız.

Bizim ve çocuklarımızın hayatını avucuna alan bu akıllı aletler artık neredeyse dış dünya ile bağımızı koparmış durumda.

İnsanlar şahit oldukları bir olayı, artık cep telefonlarının kamerası aracılığıyla izlemeye başladı. Bir yandan da insani reflekslerimiz kaybolmaya başladı. Acil bir durumda yardım edilmesi gereken durumlarda artık herkesin eli telefonlara gidip olay anında ilk kare ve görüntüyü çekmenin derdinde ne yazık ki...

Bugün önemli bir televizyon kanalında youtuber olan genç kız ve sevgilisi ile birlikte çektiği youtube vidyolarıyla ilgili bir haber okudum. neymiş efendim ayda 42 bin lira kazandığı iddialarına cevap veriyormuş.

Bir iki vidyosunu merak ettim ve izledim. Durum şu:

"Bakın ben kapıdan çıktım, rujumu yaptım, yürüyorum. Sevgilim Mehmet bu. Mehmet seni çok seviyorum. Şİmdi beraber yürüyoruz, marketin önündeyiz Evet şimdi marketin içine giriyoruz...." gibi izleyeni embesil yerine koyan, görüntüde ne yapacağını önceden söylerek dikte eden, bana sorsanız insanların zeka düzeyiyle dalga geçen, yaratıcılıktan uzak, hiçbir şey ifade etmeyen vidyolar. Ama yüzbinerce insan, Banu ve onun gibi youtuberleri üşenmeden açıp, şzleyip beğenip paylaşıyor. Sonra hayatımıza bir Banu giriyor, daha önemli konuları gündeme getirmesi gereken ülkenin önemli bir televiyon kalanı da, sırf takipçileri bunları haber yapıyor. Yazık gerçekten...Youtuberlik böyle bişey imiş meğer...

10 yaşındaki çocukların algı ve zeka düzeyine hitap eden vidyolar çığ gibi büyüyor ve korkarım ülkenin algı düzeyi de bunları izlemeye devam ettikçe hızla gerilemeye başlayacak.

Mart ayında youtube düşen bir vidyo ise gelinen noktayı özetleyecek dehşette.

Kuveyet'te zengin bir kadın, camı silerken dengesi bozulan ve düşmek üzereyken tek eliyle pencere kenarına tutulan Afrikalı hizmetçisine yardım etmek yerine, anı anına uzak ve yakın çekimlerle durumu vidyoya çekmeyi yeğlemiş. İnsanı insan olmaktan utandıran bu vidyo sonunda kadıncaz yedinci kattan yere doğru hızla çakılırken bile görüntüyü kaydetmeye devam etmiş.

Ve çocuklar youtube ortamında bu tür zalim, vahşi ve dehşet dolu vidyoları izliyorlar.

Üç yaşındaki bir çocuk bile youtubeden onlarca vidyoyu büyüklerinin yardımına ihtiyacı olmayacak şekilde açabiliyor.

Elbette ki çocuklarımız çağın gerisinde kalmasın, herşeyden haberdar olsun, ama kuralın, sınırın olmadığı internet dünyasında çocuklarımız nice şiddet görüntüsünü izleye izleye kanıksamaya ve şiddeti günlük yaşamın olağan bir parçası gibi algılamaya başlıyor.

Çocuklardaki agresifliğin ve artan saldırganlığın altında bana sorarsanız kontrolsüz şekilde kullanılan ve saatler boyu başında zaman geçirilen bu akıllı aletlerin payı çok yüksek.

Zamanımız kıymetli, bu yüzden onu harcarken nasıl harcadığımızın bilincinde olmak önemli.

Çocuklarımız da kıymetlilerimiz...Bu yüzden sizinle geçirdikleri saatlerden fazla zaman ayırdıkları akıllı aletleri kontrol ederek onları bu tür gereksiz ve zararlı olabilecek ortamlardan uzak tutmak da sizin, bizim, hepimizin görevi...

İyi pazarlar...

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ