Diyarbakır’ın gelenek ve görenekleri unutulmaya yüz tuttu ve hatta unutuldu bile.Burada eski kuşak Diyarbakırlıları bir görev bekliyor.Kentin sosyal ve kültürel dokusunu oluşturan güzel gelenek ve göreneklerin, folklorik öğelerin yeni kuşaklara tanıtılması gerek.Bu görevi yerine getirmede, başta üniversite olmak üzere, kentteki sanat ve kültür amaçlı vakıflar, dernekler ve odalar sorumluluk yüklenmeli. En başta Üniversite olmak üzere yerel yönetimler. Elbette ki en büyük görev ailelerin olmalı. Çocuklarına, gençlere eski Diyarbakır’ı, eski Diyarbakır’ın güzelliklerini, folklorunu, sosyal yardımlaşma ve dayanışmaya ilişkin gelenek ve görevlerini, insanların bir birlerine sevgi ve saygı ile yaklaşımını anlatmalılar. Kentteki basın-yayın kuruluşları, tiyatrolar, bu konuda öncülük etmeli.Yeni kuşak eğer, Diyarbakır’ı geçmişi ile gelenekleri, görenekleri ve değerleri ile iyi tanırsa, daha çok sahip çıkar. Daha çok hizmet eder… Şimdiki gibi hizmet RANT kavgasına dönüşmez. Çünkü Diyarbakır, içtenlikle sevgiye, özverili ilgiye, hesapsız hizmete hasrettir. Başka türlü bu kargaşalığı, bu çarpıklığı önlemek mümkün olmaz.Bu çağrıyı herkes yapmıyor; Hem içerdeki, hem dışarıdaki hemşerilere. Hiç kimsenin bundan kaçmaya hakkı yoktur. Bu bir borçtur. Ve bu borcu herkesin ödemesi gerekir.Bakın bir Şanlıurfa’ya, Mardin’e, adamlar nasıl kentlerini tanıtmak için neler yapıyor, Halkıyla, sanatçısıyla, sıra gecesiyle, esnafıyla, iş adamıyla nasıl çalışıyorlar kendi yaşadıkları kenti tanıtmak için.