USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

DİYARBAKIR’DAKİ DİPLOMATLAR - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Aslında bu konu ilk kez 1969 yılında Diyarbakır Tanıtım ve Turizm Derneği’nin yayın organı olan Kara Amid Dergisin’de yer almıştı.

Ünlü tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı’nın 1969 yılı başlarında Tarih Hazinesi Dergisi’ndeki makalesinin ardından Diyarbakır Tanıtım ve Turizm Derneği’nin yayın organı Kara Amid Dergisi’nin Nisan 1969 tarihli sayfasında ve daha sonraki yıllarda başka dergilerde de yayımlanan belirtildiği gibi; Yabancı araştırmacıların, Dünya’nın en eski Sibernetik Bilgini dedikleri, ülkemizde ise Makine Mühendisliğinin PİRİ olarak kabul edilen Eb-ül İz’in 446 sayfalık olan kitabının başına gelmeyen kalmamış.

İçinde 1000’den fazla minyatür, 153 resim ve kroki olan bu muhteşem eser; yaklaşık 315 yıl Diyarbakır’da kaldıktan sonra 22 Ocak 1517 günü Ridaniye Savaşı’yla fethettiği Mısır dönüşünde Yavuz Sultan Selim Tarafından İstanbul’a götürülüp saray kütüphanesine konulmuş.

İbrahim Hakkı Konyalı makalesinde; Diyarbakır’dan getirildikten sonra İstanbul’da 250 yıl kalan kitabın, Ayasofya Kütüphanesi’nde iken, II. Abdülhamit döneminde İsviçre’nin İstanbul başkonsolosluğunda elçi vekili olan Marten adında bir (Doğu dilleri ve tarih bilimcisi) tarafından önemli çizimlerin yer aldığı 66 sayfasının çalınarak Avrupa’ya kaçırıldığı yazar.

Halen bir bölümü Amerika’da, bir bölümü İngiltere’de ve çoğu Fransa’da Paris Müzesi’nde bulunduğu öne sürülen kitabın bu önemli sayfalarından esinlenen Alman Bilgini tarafından yapılan birkaç robotun o yıllarda Avrupa’da geniş yankılar yaptığını, Alman sanayinde çığır açan bu robotların da halen Almanya’nın Erlangen Üniversitesi’nde olduğunu anlatan üstad İbrahim Hakkı Konyalı, dönemin Milli Eğitim Bakanı’na seslenerek bu değerli çalıntı eserlerin yurda getirilmesi girişimlerinin başlatılmasını ister.

Aynı dileği, eserin sahibi aslisi Diyarbakırlı olarak bize de 31 yıl sonra yineleyerek, günümüz Dış İşleri, Kültür, Milli Eğitim ve Turizm bakanlarımızdan istiyoruz ve bekliyoruz.

Kent yöneticileri, özelliklede Dicle Üniversitesi bu konunun ısrarlı takipçisi olmalıdır.

 

 

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ