Eskiden Diyarbakır Fatih paşa mahallesinde oturanların çoğu ermeniydi. Çok az sayıda Müslüman evi vardı. Aynı sokakta Hacı Sinan Bastacı, Şeyhmus Tatlıcı, Nezir Atçı ve bakırcı Abdulcelil ustanın evleri. Bitişikte Kunduracı Nuri usta, Mahallenin saygın büyüklerinden Saadet Abla (Vekin Aktan’ın Annesi), bitişiğinde Cemal köprülü, bitişiğinde İhsan Biçicinin kunduracı ustası babası Fevzi Dayının evi. Aynı sokakta Kemal-Cemal Baran kardeşler, Arkadaki Çırık Fırını sokağında ise Polis emeklisi Hüseyin amca, Bitlisli Mustafalar. Onların bitişiğinde babası postacı Şaho gilin evleri…İl kıllarda yadırganırdı Ermeni komşulukları, Sonra alışıldı. En yakın dostumuz, sırdaşımız oldular. Onlar Müslümanların, Müslümanlarda onların hastalarına koştular. Tuz alıp verdiler. Ekmeklerini bölüştüler.Eski yıllarda Diyarbakır’da olan olayları (İlk 1895’te. İkincisi 1925’te ) her iki tarafta tarihe gömmüştü.Kimse anlatmak istemezdi bu olayları. İki tarafta zararlı çıkmıştı çünkü.Kent en çok 1895 olaylarında zarar görmüş.Yazılı tarihlere göre;Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden ve özellikle de Rusya’dan kente gelen komitacılar buradaki Ermenileri kışkırtarak 2 Kasım 1895 Cuma günü, tüm Müslümanlar camilerde iken baskınla katliama girişmek istemişler.Karşılıklı çatışmalar üç gün sürmüş. Bu üç gün içinde Müslümanlardan 70, Ermenilerden 300 kişi ölmüş. Her iki taraftan da 200’den fazla kişi yaralanmış.Tarih Araştırmacısı Dr. Şevket Beysanoğlu’nun 1963 yılında yayımladığı ‘’Bütün Cepheleriyle Diyarbakır’’ kitabında, Süryan-i Kadim Papazlarından Makdisi Yakuboğlu Başara’nın ’’Aile kütüğü ve Ruzname’’sinden yapılan alıntıdan şöyle deniliyor.Diyarbakır’daki ikinci Ermeni olayları da 1915 yılı Nisan ayı ortalarında başlamış.Anlatılanlara göre;‘’Birinci Dünya Savaşı yıllarında Yabancı ülkelerin kışkırtmasıyla Anadolu’da faaliyetlerini artıran Taşnak ve Hınçak komitelerinin organize ettiği Ermeni militanların Diyarbakır’da toplu bir katliam yapacakları ortaya çıkarılmıştı. Bunun haber alınması üzerine oluşturulan jandarma takip müfrezeleri, sivil MİLİS güçlerin de yardımı ile kentte özellikle kiliselerde, ermeni okullarında ve ermeni evlerinde büyük bir silah araması yapılmış. Bu aramalar sırasında Fatih paşa mahallesinde ki Ermeni Mektebi’nde çok sayıda silah, mühimmat ve bir bomba imalathanesi bulunmuş. Bu arada bazı evlerin bodrumlarında gizlenmiş çeteciler ele geçirilmiş. Bu gelişmeler halkın tepkisini büyütmüş. Bazı mahallelerde silahlı çatışmalar çıkması ise gerginliği doruğa tırmandırmış. Çatışmalar büyümeden önlenmiş. Bunun üzerine Diyarbakır’da KAFLE (Ermeni Tehciri) başlatılarak binlerce Ermeni sürgün edilmiş. Çoğu Musul’a gönderilmiş…’’Bu olaylar bile gelende Müslümanlar ile Ermeniler arasında oluşmuş iyi komşuluk ilişkilerini bozmamıştı. Nitekim KAFLE zamanında bazı Ermeni aileler küçük çocuklarını, en çok ta kızlarını Müslüman komşularına emanet vermişler. Müslümanlar kendilerine sığınan bu çocukları koruyarak besleyip büyütmüşler, çoğu sonradan Müslüman olup, Müslümanlarla evlenmişler…Diyarbakır’da bu şekilde oluşan çok sayıda DÖNME vardı. Bunlar her zaman saygın birer insan olarak yaşamlarını sürdürdüler. Hiç kimse bu insanları yadırgamazdı. Ne Müslümanlar, ne de Ermeniler kesinlikle bu insanları rahatsız edici bir davranışa girmezdi…Diyarbakır’da, Altıncılık (Hasır Bilezik), Kalaycılık, soğuk Demircilik, Kadayıfçılık ve birçok yemek çeşitleri Ermeniler tarafından bu güne kadar taşınmış.Ermeni komşulardan Dikran usta, Diyarbakır’daki tüm olayların 1800’lü yıllarda Ortadoğu petrollerini ve pazarını ellerine geçirmek isteyen Avrupalı bazı ülkeler ile Rusya’nın kışkırtması sonucu olduğunu anlatırdı. Ona göre, Ortadoğu’ya gönderilen ajan Provokatörler aracılığı ile bölgedeki Araplar, Ermeniler ve Kürtler sürekli kışkırtılarak Müslümanlarla çatışmaya sokuldu. Hatta İsrail’in doğuşu da bu planın bir parçasıydı.Avrupalılar İsrail aracılığı ile Ortadoğu’yu, Ermeniler aracılığı ile de Kafkasları kontrol etmeyi planlıyorlardı…