Eskiden Diyarbakır düğünleri salonlarda değil, geniş avlulu, eyvanlı evlerde yapılırdı. Damadın evi geniş değilse akrabalar ya da komşular düğünün kendi evlerinde yapılmasına rıza gösterirlerdi.Komşular iki gün boyunca evlerini düğün için açar, bundan en küçük bir sıkıntı duymazlardı.Mevsim yaz ise avluda, yağışlı ve soğuk havalarda eyvanda ya da geniş oturma odasında oturulurdu. Düğün içkili ise, meze, çerez ve ilk içkiler ev sahibinden ikram edilirdi. Daha sonra konuklar kendi içkilerini kendileri alır eğlenceyi sürdürürlerdi. Düğün günlerinde mahalledeki bakkal ve bayiler düğün dağılıncaya kadar açık kalırdı. Mahalle çocukları, konuklara içki almak için bir biri ile yarışırdı.Zira, bakkala ve beyiye giden çocuklara bol bol bahşiş verilirdi.1960’lı yıllarda, Diyarbakır musikisine güzel eserler kazandırmakta büyük emeği geçen Av. Cemil Değer’in bestelediği ‘’Haydi gidakh Toyuna’’ türküsü düğünlerin milli marşı gibidir.Haydi gidakh toyunaKurban olam boyunaGelin olacak diye,Helhele bas hele.Gelin ağlar vışş kele,Güveyi güler bakh hele,Kızlar kalksın oynasın,Düğün evi eğlene, vay eğlene.Kına koydum siniyeHaber verin bibi’yeGelin giyinmiş, diyeHelhele bas, hele.Burada bazı kelimeler Diyarbakır şivesiyle yazılmış, okuyanlar yanlış yazıldığını zannetmesin diye belirtmek istedim.