Cumartesi günü, Diyarbakır’da, DİERG'in ( Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi) tarafından düzenlen ' Edebiyat Öğretimi ' başlığıyla edebiyatçıların buluştuğu bir etkinlikle tesadüfen karşılaştım.Uğur Nazlıcan ‘Bir Dükkanı Beklemek’ kitabı üzerinde bir söyleşi yaptı. Tarihi Deve Hamamı’nda yapılan söyleşinin devamı mekanın dondurucu soğuğundan dolayı Ben Û Sen meyhanesinde devam etti.Engin Ceylan, 90’larda Diyarbakır’a gelen bir edebiyat öğretmeni. Hazan adlı dergi etrafında buluşan ve edebiyata gönül veren öğrencilerin deneyimini ve o deneyimden bugün tanınan yazarlara gelen süreci çok güzel anlattı.Tek sayılık dergiye kimler mi yazmış, Azad Ziya Eren, Yusuf Serdar Esen, Murat Özyaşar, Şehmus Diken ve Metin Bora ve daha birçok isim...Engin Hoca ‘ Hazan Diyarbakır’da hüzünlü bir biçimde çıkmış ve hüzünlü bir biçimde sona ermiş bir dergi’ diyerek Hazan üzerinden Murat Özyaşar’ın hikayesini anlattı.Tabi bugünün önemli edebiyatçılarının çömez dönemlerinin yazılarını anlattı ama o acemi edebiyat girişiminin nasıl da güzel öykü kitaplarına ya da güzel kitapevlerinin dönüştüğünü çok güzel ifade etti.Engin Hoca anlatmakla kalmadı, satır aralarında nasihatlerde de bulundu izlemeye gelen gençlere...‘Yazı yazmak o mayayı taşımakla alakalı değil talim etmek, sürdürmekle ilgili’ diyerek iyi yazmanın süreklilik ve disiplinle de ilgili olduğunu dile getirdi.‘Ne yaparsanız yapın ama yazın’ önermesi ile nasihatlerine devam etti.'Hayat öyle emanete bırakıp saklayıp sonrada alacağınız bir şey değil. Yaşamak hem de korkmadan yaşamak gerekir, İnsandan geriye eksik bıraktığı bir hayat kalır her zaman. Eksik kalan hayatı olmasın ve içimde söylemediğim sözler kalmasın diyerek' Diyarbakırlı yazar Murat Özyaşar’ın Türk edebiyatına katkılarına değindi.'İnançları vardı ama bunlar daha fazla edebiyatla ilgiliydi. Bir bayrak yarışçısı, Hazan ile başlayan serüven onu edebiyata yaklaştırdı, öğretmen olur olmaz öğrencileri ile Hışt Hışt diye bir lise dergisi çıkardı ve Türkiye’de çıkan en önemli lise dergisi' diye vurguladı.Özyaşar'ın hikayelerini okurken içinde zaman zaman Hazan dönemindeki sohbetleri bulmanın da çok keyif verici olduğunu ifade etti.Engin Hoca’dan sonra bugün edebi eserler, Kitaplar yazan ‘Edebiyat’ın Talebeleri’ başlığıyla bir başka oturumla devam etti.Murat Özyaşar'ın Diyarbakır'da Bağlarda görev yaptığı bir okulda öğrencilerin yazar Vüsat O. Bener'e yazdığı mektupların yazarın ölümünden sonra kitaplaştığını ve o mektupların dünyanın farklı dillerine çevrilerek serüvenine devam ettiğini anlattı.Abdullah Aren Çelik ise yazma edimi için insanın bir derdinin olması gerektiğine vurgu yaptı. Yazdığı ilk kitabının bir başkası tarafından intihal edilmesi ise onun için acı bir deneyim olmuş. Ama yazması için de motivasyon kaynağına dönüşmüş.Abdullah Aren Çelik, Cihan Ülsen, Murat Özyaşar, Uğur Nazlıcan da kendi yazım deneyimlerini dinleyicilerle paylaştılar. Oldukça keyfili ve samimi geçen bu etkinliğin devam etmesi umuduyla, yeni yılınız kutlu olsun!