USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

DİYARBAKIR EFSANESİ HASAN PAŞA HANI - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Diyarbakır Ulu Camii’nin doğu girişinin karşısında ve Gazi Caddesi üzerindedir. Güzel bir Osmanlı yapısıdır. Osmanlılar dönemi üçüncü valilerinden Sokullu’nun oğlu Vezir zade Hasan Paşa tarafından 1572-1575 tarihleri arasında yaptırılmıştır. Han’da tarihi iki kitabe bulunmaktadır. Diyarbakır’ın ticaret merkezinde yer alan Hasan Paşa Hanı, bugün çeşitli amaçlar için kullanılmakta ve adete turistik bir merkez mağazası görünümündedir. Hanın en çok dikkati çeken yerlerinin başında batı cephesi gelmektedir. Altı beşik tonozlu dükkanların ikinci katından taşan iki süslü pencereyle dışarı açılan orta kısmı, yapının genel çizgilerini tamamlamaktadır.

Deliller hanının sade görünümlü ikinci katına karşılık, burada köşelerinde başlıklı sütuncuklar, üzerinde boşaltma kemerleri veya köşelere rastlayanlardaki gibi mukarnaslı olan pencereler, ikinci katı kuvvetle ortaya koymaktadır. İki renkli taş sıralarının yatak olarak cephelerde kullanılması yapıyı olduğundan da uzun göstermektedir. Bu handa dikkati çeken bir özellik de iki katın revaklarında yer alan sütunların bir biri üzerine oturmasına rağmen, ikinci katta avluya doğru taşan taş konsolların bulunuşudur. Hasan Paşa Hanı bugün kuzey ve batı cepheleri dışında çarşı ve diğer yapılarla kaplıdır. Bu yüzden bütün kimliğiyle ortaya çıkmaktadır. Batı cephesindeki Deliller Hanı gibi Mardin Kapısı yönüne dükkanlarla uzanmakta, bitişiğindeki çarşıya girişi bulunmaktadır. Batı kapısı dışında, diğer yazıtlı kapısı çarşı içinde kalmaktadır. Buradaki kapılar özellikle doğu kapısı siyah-beyaz taş süslemesinin dışında iri mukarnaslı yan nişleri, üstleri süslü ince köşe sütuncuklarıyla, Osmanlı anıtsal yapılarının XVI. Yüzyıldaki ilginç örneklerinden biridir.

1612 yılında Diyarbakır’a gelen ve şehri gezen Polonyalı Simeon, Seyahatnamesinde bu han için şunları yazmaktadır: ‘’Şehre girdikten sonra Hasan Paşa Hanı’na indim. Muazzam kargir bir bina olan hanın 500 beygiri barındırabilen yeraltında iki büyük ahırı, çok güzel bir havuzu, üç kat üzerinde birçok kargir odaları vardı. Hana bitişik olup Bursa’daki Gelincik ve Edirne’deki Alipaşa hanları gibi kemerli, güzel kuyumcu Hanı’nda emsali, yalnız İstanbul’da bulunan çok usta kuyumcular, zer nişancılar, bıçakçılar, pabuççular, çizmeciler ve diğer zanaat erbabı çalışırlar.’’

Evliya Çelebi ise, ‘’Kale misal Hasan Paşa Hanı gayet metin ve müstahkem’’ diye bahseder.

Bugün dışa bakan pencerelerin çirkin balkonlar haline getirilmesi, içerde yapının kimliğini yok edercesine yerleştirilmiş  olması, yer yer bozulmalara sebep olmuş, ikinci katın revakları da yıkılmaya başlamıştır.

Bir an öce bu tarihi Hasan Paşa Hanına el konulması ve yapılan tüm değişikliklerin bir an önce eski haline getirilmesi için çalışma yapılması elzem olmuş.

Hiç kimsenin Tarihimizi bozmaya ve tarihimiz olan yapılar üzerinde kendi çıkarları için tadilat yaparak bu güzel mekanları bozmaya hakkı yoktur.

Bu görev mutlaka Vakıflar Bölge Müdürlüğüne düşmektedir.

 

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ