İLK SÖZÖ L Ü MO çalınca kapıyı “tokmak” hiç ses çıkarmaz,Alıp götüreceğini asla kimse kurtarmaz!..MMGÖZLÜYORUMCORONAVİRÜS MUTLAK ÖLÜM MÜDÜR?..MEVLÜT MERGEN AMİDİDilimizde “tüy” bitti, klavyemizin tuşları eskidi “coronavirüs sadece bir hastalıktır ve mutlak ölüm değildir” demekle, hem de yazıya dökerek sizlerle bölüşmekle, bu gerçeğin kabulünde herkes söz birliği içindedir insanın kendisi “fanidir” çünkü insanın hayat süresi Rabbimiz tarafından önceden belirlenmiş ömürle sınırlıdır.Sayılamayacak kadar “çok” olan “ölüm” sebepleri arasındaki en geçerli ve önemli sebep ise kişinin “ecelidir” o geldiğinde kimse tutamaz, erteletemez .Hazret- İsa (a.s.) zamanında tıp çok ilerlemişti, hemen her türlü hastalık tedavi edilebiliyor ve hastalar sağlığına kavuşabiliyordu, ancak yine de ölümün önüne geçilemiyordu ve o şanı yüce peygamberi Hz. İsa’yıHazret-i Allah (c.c.) ölüleri diriltme “mucizesi” ile gönderdi, demek ki insan yaratıldığında bu yana hastalıklar tedavi edilebiliyor ve fakat ölümün önüne geçilemiyor.Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) “her hastalığın devası vardır sam hariç” der, kendisine sordular: “sam nedir ya Resulullah?” şöyle cevap verdi: “Sam ihtiyarlıktır, ölümdür” günümüzde tıp sürekli gelişme kaydediyor, yeni hastalıklar ve yeni tedavi yöntemleri keşfediliyor.İnsanlar sağlığına kavuşuyor ve fakat ecelleri, yani günleri geldiğinde ise “ölüyorlar” ölürken de “vefat kağıtlarında” çok çeşitli hastalıklardan birini “sebep” olarak gösteriyorlar, bazen bir sebep bulamayıp “fücceten” yani aniden vefat etti diyorlar.Emsalimiz olan 65 yaş üstündekilerden bazılarını “panik” halinde görüyor ve soruyoruz: “neden?” çünkü ben coronavirüse yakalanırsam ölürüm” diyorlar, onlara: “sen bu hastalığa yakalansan da yakalanmasan da öleceksin bu gerçeği kafana sok, seni yaratana teslim ol, ama tedbiri de elden bırakma, çünkü tedbir hastalığa karşı koruyucudur, ölümü önleyici değildir diyoruz.Bazı 65 yaş üstündekilerin, hatta daha genç yaştakilerin paniklercesine korkmasına sebep olanlar coronavirüs sebebiyle yapılan açıklamalar insanları karamsarlığa sürüklemekte ve alenen “ölmek istemiyorum” çığlıkları attırmaktadır.Nitekim geçerlerde Antalya’da bir genç kadın deniz kenarında kızı ile beraber oturmuş ve sürekli “ben ölmek istemiyorum” demekte idi ki bu tarz durumlar açok sık rastlanmaktadır, medyada yaygınlaşan “bilgi” kirliliği bu tür olayların yaşanmasına sebep olmaktadır.Hastanelere gitmeyenler, doktordan ve tedaviden kaçanlar, kendilerini gizleyenler her gün ekranlara yansıtılıyor, nedense iyileşenler görülmüyor da “ölümler” korku salıyor yüreklere ve maalesefcoronavirüs mutlak ölüm sebebi olarak görülüyor, gösteriliyor.Geçenlerde 65 yaş üstü bir dostumla telefona görüşürken: “dışarı çıkamıyorum, çıkarsam coronavirüse yakalanıp öleceğim” diye korkuyorum, çok gerekli olan gıda maddelerini bile almaya gittiğimde bu korku peşimi bırakmıyor, herkese şüphe ile bakıyorum, acaba ben de kapabilir miyim bu virüsü? Senin anlayacağın hayatım zindana döndü!..” sözlerini duyunca üzüldüm, üzüldüm, üzüldüm.Bilmiyorum insanları bu duruma getirmenin anlamı nedir, coronavirüse yakalansa acaba daha mı çok rahatsız olur, acı çeker, sanmıyorum, zira “şüphe” insanın içini kemiren kurt gibidir, normalde bir kerede gelecek olan ölüm bu şüphe sebebiyle her gün, her an kişiyi sanki öldürüyor.Şimdiye kadar alınan ve alınmakta olan tedbirlere rağmen vaka sayısı giderek yükseliyor, ölümler artıyor, nedeni ise insanlar tedbirleri ya inandırıcı bulmuyor, ya da daha “etkin” olanlarının uygulanmasını istiyor, zira daha önce uygulanan hafta sonlarındaki “sokağa çıkma” yasağının olumlu etkisi görülmüş olmasına rağmen şimdi tekrarı düşünülmüyor..Coronavirüs mutlak ölüm değil, belki eceli gelenlerde hastalık olarak ölüm sebebidir, korku ölümden, coronavirüsten değil, başkalarına bulaştırarak “kul hakkı” yüklenmekten olmalıdır, çünkü hastalığa “çare” var ama ölüme çare yoktur.UNUTMA : MASKE – SOSYAL MESAFE VE DUASelam ve dua ile