USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

BİR ZAMANLAR DİYARBAKIR - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Bir zamanlar Diyarbakır’da her evin, herkesin İYİ Huylu perisi ve KÖTÜ huylu cini vardı. İyi huylu peri temizliği çok sever ve temiz evden hiç ayrılmaz. Bu nedenle her Diyarbakırlı kadın evini, avlusunu, kapı eşiğini sürekli temiz tutar. Her sabah şafak vakti sokak kapısını bol su ile yıkar süpürür. Özellikle kiler ve mutfak iyice temizlenir. Bu sayede iyi huylu perinin evde sürekli kalması sağlanır. Peri, evden ayrılmadığı için de evin bereketi artar.

Evdeki cinler periler anılırken hep Bizden iyiler diye söze başlanır. Evlerde bizden iyiler ‘in arasında kötü huylularda var. En kötüsü çocukların belası “Cadı” Pir Abok’tur.

Çocuk felci sonrasında elleri ayakları sakat kalanlara, sonradan felç geçirenlere (Bizden iyiler çarpmış) derler. Bu nedenledir ki, hala bile felç geçirenler doktorda önce Şeyhlere, cinci hocalara, muskacılara ve yatırlara götürülürdü.

PİR ABOK; Yeni doğmuş bebelerin belasıdır. Tedbirsiz ailelerin yeni doğmuş Be-belerini alır değiştirir, yerine cinlerin çocuklarını bırakır, hoşlanmadığı bebeleri çarpar, sakat bırakır.

Cinler, yani Bizden iyiler her yerdedir, evin her yerinde. Onun için evi süpürürken, yerler sıcak su dökerken, kilere, odalara girip çıkarken, gece avluda gezinirken, örtmeli karanlık sokaklardan geçerken, cinlere değmemek, üstlerine basmamak için süre4kli Besmele okunur. Ayakta işemek bu yüzden uğursuzluk sayılır. Ayakta işerken sidiğin çevredeki cinlere sıçradığı onların da sinirlenerek insanlara kötülük yaptıklarına inanılırdı.

BU DA HAMAM CİNLERİ

Erkek ve Kadın cinler, seçtikleri insanlara görünür, onlarla görüşür, konuşur ve hatta sevişirler. Gözlerine kestirdikleri kimseleri gece yataklarından alır, kendi dünyalarına götürür, orada düğün kurar evlenir. Evlendikleri insanların başkaları ile ilişki kurmalarına kesinlikle izin vermezler. Aksine davranan olursa, çarpılır. Eskiden evde kalmış, yaşlanmış bazı erkek ve kızların evlenmelerine cinler izin vermediği, onların aslında cinlerle evli oldukları, hatta çocukları olduğuna bile inanılırdı.

Cinler en çık mahalle hamamlarında bulunur, düğünlerini burada yaparlar. Cinlerin mahalle hamamlarındaki varlığı çeşitli öykülerle dilden dile dolaşırdı. Yakın evlerde oturanlar, bazı geceler geç saatlerde hamamdan, şarkı, türkü ve çalgı sesleri duyduklarını söylerlerdi. Melek Ahmet Camii bitişiğindeki Küçük Hamamda çalışanlardan Cemil dayı, hamamda sabahladığı bazı gecelerde içeride çocuk ağlamaları, kadın çığlıkları, müzik ve eğlence sesleri duyduğunu anlatırdı. Sesler üzerine hamamın yıkanma bölümüne girdiğinde kimseye rastlamadığını, ancak musluklardan su aktığını kurnaların dolu olduğunu gördüğünü anlatırdı.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ