USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

BİR MÜZEDİR DİYARBAKIR - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Ne zaman inşa edildiği bilinmeyen, ancak, Milattan çok önceki yıllarda temelinin atıldığı, Romalılar kente hakim olduklarında İmparator II. Constantius zamanında 345 yılında tamamlandığı belirtilen Diyarbakır surlarının her bölümünde, her burcunda kentte egemen olmuş medeniyetlerin izleri, kitabeleri, motifleri ve armaları vardır. Akrep kabartmasından, bir zamanlar Nazi Almanya’sının sembolü olmuş Gamalı Haç’a, aslan, kaplan, boğa, geyik, motiflerinden Selçukluların ve Artukluların sembolü çift başlı kartala, çıplak kadın figürlerinden, insan başlı hayvanlara. Latince ’den çiçekli Kufi yazıtlara. Kur’an-ı Kerim’den alınmış sürelerden padişah fermanlarına kadar yüzlerce, hatta binlerce kitabe, yüzlerce sembol ve kabartmalarla dolu Diyarbakır surları, ünlü Fransız Arkeoloğu, tarihçi Albert Gabriel’in de belirttiği gibi; Dünyanın en büyük Kitabeler Müzesidir gerçekten.

1930’lı yıllarda bir kaç kez Diyarbakır’a ve bölgeye gelerek arkeolojik incelemeler yapan Albert Gabriel, kenti bir kalkan balığı gibi kuşatan surlara özel ilgi göstermiş, fotoğraflarını çekmiş, çizimlerini yapmış, burçların krokilerini çizmiş, kitabeleri ve sembolleri tek tek inceleyerek bunları belgelendirmiş, araştırmaları çok sayıda dile çevrilmiş değerli bir bilim adamı.

Yayımladığı kitaplar ve çizimler günümüzde de tarihçiler ve araştırmacılar için büyük bir kaynak oluyor.

Gabriel, aynı zamanda Diyarbakır surlarının kurtarıcısı sayılır. 1930’larda bunaltıcı sıcaklardan surları sorumlu tutan yöneticilerin, kentin hava almasını sağlamak üzere surların çeşitli yerlerini dinamitleme girişimlerine o sıralarda kentte olan Albert Gabriel büyük tepki göstermiş, bu konuda Hükümete sunduğu raporlarla bu yıkımı önlemeyi başarmıştı. Ünlü tarihçi, Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığı başvuruda surları şöyle anlatıyor.

‘’Diyarbakır’ın müstahkem suru tarih ve arkeologya noktasından olağanüstü bir öneme haizdir. Sadece inşaatındaki teknik ve teşkilatının tespitinde gösterilmiş ustalık değil, fakat kitabelerinin olağanüstü zenginliği itibariyle de Türkiye tarihinin canlı bir sahifesi gibidir. Halbuki herkesçe bilindiği üzere,  yerel makamlar bunun dinamitle yıkılmasına karar vermiş ve bu kararın uygulanmasına başlanmışlardır…’’

Ne yazık ki o zaman bilinçsiz yıkılan bu surlar şimdilerce milyarlarca para harcanarak yeniden onarılıyor.

 

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ