USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

BİR MAHALLEDE YAŞAM - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)

Diyarbakır’da 1970 yıllarında İskender Paşa Mahallesinde yaşanan bir gün.

Bugün günlerden Cuma, Sabahın erken saatinde evin reisi erkenden kalkar sabah namazı için Caminin yolunu tutar, namazdan sonra, Ulu Cami önündeki Ali Çavuşun Kahvesinde çay içerler ve işlerinin yolunu tutarlar.

Evin Hanımı da o saatte kalkar Kocasını yolcular ve sonradan işe ve okula giden çocukları uyandırır, kahvaltılarını hazırlar yedirdikten sonra onları da yolcular.

Evde evin hanımı ve bekar kızı kalır, onlarda avluda bulunan diğer komşularla, herkes kendisi kapısı önünde sofralarını hazırlar güle eğlene kahvaltılarını yaparak, genç kızlar sofraları kaldırır, bulaşıkları yıkar, Annelerde o gün sıra kiminse avluyu ve sokak kapısını süpürür, Bu defa başlarlar öğle ve akşam eve gelecek beyin ve çocukların yemeklerini hazırlar, bu hazırlık öğle namaz saatine kadar sürer.

Yemekler hazırlandıktan sonra sıra gelir hangi Sinemaya gidileceğinin dedikodusu yapılır, Kimi Yeni Şehir  sineması, Kimi Dilan sineması kimi de Atlas sinemasına gidelim diye karar verirler.

Atlas sinemasında Abdonun Mezarı, Yenişehir sinemasından Peçeli Efe, Dilan sinemasında Nuri sesi  güzelin filmi oynuyor, karar verirler, Nuri Sesi güzelin filmine gitmeye.

Peki evin beyi geldiği zaman ne yapacaklar, ev halkından en yaşlı olan bu gençlerin sinemaya gitmelerini çok istedikleri için evde kalır ve erken gelecek olan evin reisi varsa ona n gibi bir yalan uyduracağını düşünür.

Sinemalar o dönemde saat 2 de başlar iki filim olarak gösterilirdi, akşam saat 5 e kadar devam ederdi eve gelene kadar saat 5,5 u bulardı, o zamana kadar evin reisi gelirdi ve evde olmayan kızını ve hanımını sorardı, evde kalan yaşlı olan nine; “Oğlum Fatma hanımın kızının çeyizi vardı oraya gittiler şimdi gelirler” Yada oğlum Fatma hanım biraz rahatsızlanmış Ana kız oraya gitti, Kız gitmek istemiyordu, Anası ayıptır kızım olmaz beraber gidelim beraber gelelim diyerek onu da götürdü’’ diyerek böyle bir yalanla içi tatlıya bağlardı.

Bazen de evin Reisinin hoş bir zamanına getiri; ‘’Efendi bu gün Salı sinema günü bu kız evde çok sıkıldı, müsaaden varsa Selma hanımlar sinemaya gidecek onu da götürsün’’ Evin Reisin hoş bir zamanına gelmişse, ‘’Gitsin Hanım ama eve erken gelsin, al bu sinema parasını da kıza ver kimseye yük olmasın’’ diyen evin reisleri de vardı.

Ve hatta bazen evimizin kapısı çalınır kapıda bir bayan sinemaya gitmek için evinden getirdiği Bulgur, Pirinç, Fasulye gibi gıda maddelerini satarak sinema parası alırlardı.

Ne yazık ki şimdilerde o sinemalar kalmadı, şimdi sinemalar Televizyon kanallarında, fakat ne var ki hiçbir zaman o lezzeti vermiyor, Sinemaya gittiğimiz zaman görmediğimiz dostlarımızı ve akrabalarımızı da oralarda görüyorduk.

Yeni Şehir Sineması Devecilerin elindeydi, Nilgün Sineması Dişçi Aziz Girayın elindeydi, Dilan Sineması Cezayir Dilan’ın elindeydi, bunların dışında bir de yazlık sinemalar vardı, bu sinema kültürü şimdilerde tamamen ortadan kalktı.

 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ