Bayramalar bir hoş geçerdi eski Diyarbakır’da. Haftalar öncesinden başlayan bayram hazırlığı iki-üç gün kala büyük bir telaşa dönüşürdü. Evlerde genel temizliğe başlanır, kaplar kalaya gönderilir, bir gün kala da çörekler yapılır, burmalı kadayıf siparişleri verilirdi. Bayram akşamı, evde kadınlar temizlik ve yemek telaşı ile sabahlarken erkekler işten çıkar çıkmaz berbere gider tıraş olur, ardından hamama giderek sabaha kadar yıkanırlardı. Hamamdan çıkıp bayram namazı için camilere, oradan da topluca mezarlığa gidilirdi.Büyüklerin mezarlık dönüşüyle evlerde bayramlaşma başlar ardından topluca sofraya oturulurdu. Sofra kurulmadan önce pişen yemek ve tatlılardan birer tabak sinilere konularak üstü örtülü bir biçimde mahalledeki yoksul ailelere gönderilirdi.Yemekten sonra ise, çocuklar eğlenmek üzere davul yerlerine, büyüklerde komşu ve akraba evlerine bayramlaşmaya çıkarlardı..Bayram yerleri, mahallelerde ve kentin çeşitli bölgelerindeki geniş alanlara kurulurdu. Belediyeler tarafından işletmecilere kiralanan bu geniş alanlara ‘’Davul Yeri’’ denirdi. Davul yerinde salıncaklar, Takla Dolapları, (dönme dolaplar) Dingilafistanlar (Tehterevallı), salıncaklar, ip canbazları, hokkabaz çadırları, garip yaratıkların gösteri yaptıkları çadırlar, ikramiyeli halka çadırları kurulurdu. Aynı alanlarda şekerlemeciler, çerezciler, pamuk şekeri satıcıları, dondurmacılar, salepçiler, limonatacılar da bulunurdu.Bayram yerinde büyükler davul zurna eşliğinde halaylar çekerken çocuklar da salıncaklara, takla dolaplara, dönme dolaplara, dıngılafistanlara biner eğlenirlerdi. Mahallenin gençleri genç kızlara fiyaka olsun diye davul önünde saatlerce, kan-ter içinde kalıncaya kadar halay çekerdi. Özellikle ÇEPİK Oyununda, gençler bir birinin elini kanatacak kadar sert vururdu. Diyarbakır’da tanınmış oyuncular da vardı. Bunlar bayram boyunca davul kurulan yerleri gezer her gittikleri yerlerde saatlerce halay çekerlerdi. Onların geldiği duyulunca, bayram yeri şenlenir, kadınlı erkekli mahalleli alanda toplanarak zevkle bunların oyunlarının seyrederdi.Bayramda erkekler en güzel elbiselerini giyerlerdi. Şehirdeki terziler, kunduracılar en az bir ay öncesinden siparişleri alır, bunları bayrama yetiştirmeye çabalardı.Oyuncular tam takır giyinirdi.Gabardin kumaştan ağın geniş bir şalvar, kurvaziye ceket, tiril tiril ipek gömlek, yakası açık bırakılmış kırk düğme işlemeli yelek giyilir. Şalvarın üstüne geniş bir Acem işi ağabani kuşak sarılırdı. Bunu pırıl pırıl parlak boyalı, sivri burunlu, yürürken cızırdayan poçikli (konçlu) yemeni tamamlardı. Bir de yarısı ceketin sol üst cebine sokulmuş bir ipek mendil.Diyarbakır’ın ünlü oyuncuları vardı. Bunların arasında; Kolcubaşı Şahin Kardeş, Bahçeci Şevki, Boti Reşit, Kömürcü Ziya, Küpeli Muho, Çerkez Borçkan, Ali ve Abdurrahman Biter kardeşler, Enver er, Mehmetcan Elhakan, Kenan Elhakan, Musa Ünal ve Davulcu Fahri en ünlüleriydi.İşte eski bayramlar ve şenlikleri…