USD
00,00
EUR
00,00
USD/EUR
1,000
ALTIN
0.000,00
BİST
0.000,00

KREDİ BORÇTUR!..

BİR MİSKAL

PEYGAMBER

Allah’ın peygamberi, alemlerin rehberi,

Aşkı gönüllerdedir, Adem nebi’den beri!..

MM

GÖZLÜYORUM

KREDİ BORÇTUR!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

“Borç yiyen kesesinden yer” denilir, buna rağmen bankalar borçlanmayı “kamçılamakta” pek mahir, çünkü kredi musluklarını değil “vanalarını” bile sonuna kadar açık tuttukları zamanlar oluyor.

Coronavirüs günlerinde ülkelerin ekonomileri üzerinde çok sözler edildi, durum çünkü kötüye gitmeye başlamıştı, iş yerleri, fabrikalar kapanıyor, hayat duruyordu, buna rağmen “çarklar dönsün” isteniyordu, bu istek normalleşmeyi hızlandırdı, bazı ülkeler sıkıntılı günler bitmeden iş başı yaptırdılar çarkların dönmesi için..

“İş” olmayınca “aş” olur mu, işin olması için de çark başı, yani iş başı yapılacağı için hükümet  ekonomik paketler açarak piyasayı hareketlendirmek istedi, büyük küçük her iş kesimine kredi verilmeye başlandı bankalar tarafından, kredi karşılıksız “yardım” demek olmadığı için bu paranın geri dönüşü gerekiyor,

Bankaların kendilerini daha doğrusu sermayelerini sağlama almak istemeleri “haklı” oldukları tek noktadır, bankalara “finans” desteği öteden beri zaten vardı, şimdi bu desteğin verdiği güçla çarklar dönmeye başladı, ihracat artsın ve içte de üretilen tüketilsin diye çarklar paslanmada harekete geçirildi.

Üretilenlerin bir kısmı “ihracata” yönelik, bir kısmı da iç tüketime yöneliktir, toplum olarak tüketimi çok seviyoruz, ekonomik gücümüz yeterli olsa da seviyoruz, olmasa da, olmadığında cebimizdeki kredi kartına yükleniyor, limiti aşma durumuna gelindiğinde bir başka borçlanma yolunu bularak yolumuza devam ediyoruz.

Borçlanarak borç öderken de dönmesini sağladığımız çarkların dişlileri arasında ezildiğimizi fark edemiyoruz, “düzenek “veya “sistem” böyle kurulmuş, nasıl ki her fabrikanın ustaları ve usta başısı varsa bankalarda bu sistemin, bu düzeneğin “usta başıdır”

İnsanlar evlerine ekmek götürmek adına çalıştıklarını zan ederler, doğrudur üç beş kuruş ellerine o maksatla verilir, ancak çektikleri kredi borcunu ödeyebilmek için her ay belirli bir miktar parayı bankaya  geri vermekle yükümlüdürler.

Böylece bankadan ayakları kesilmez, yani bir şekilde bankaya çalışırlar, banka ise kendi çarkını döndürmek için çalışanlardan ve kredi diye borç verdiklerinden nemalanır.

Çalışanın çalışma garantisi yoktur ancak bankanın sermayesini koruma garantisi vardır,  bu garanti olduğu için kredi ile ev alanların, araba alanların, diğer bazı ihtiyaçlarını giderenlerin borçlarını ödeyememeleri durumunda “icra” daireleri devreye giriyor, kişinin evini, arabasını “ipotek” ettiği için elinden alabiliyor, demek ki borç yiyen kendi kesesinden yiyor.

Günümüzde hiç kimse “ayağını yorganına göre” uzatmıyor da, bankanın kendisine sağladığı krediye göre uzatıyor, çark dönüyor ancak dişlilerinin arasından yükselen iniltileri duymadan dönüyor, düzenek veya sistem böyle kurulmuş, değişsin için de hiçbir belirti yok, böyle gelmiş böyle gidiyor ve gideceğe de benzediği için bizim siyasetten v siyasilerden sıdkımız sıyrılmış.

Selam ve dua ile.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ