Seyfettin EKEN - Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal yapısında önemli bir yere sahip olan vakıf geleneği, aradan geçen yüzyıllara rağmen toplumda yaşatılmaya devam ediyor. 1813 yılında kurulan Feyzi Efendi bin Hasan Vakfı, bu köklü geleneğin günümüze taşınan örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Vakfın senedinde yer alan "Diyarbakır’daki hastalara her Cuma mevsim meyveleri dağıtılması" şartı, Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Hastanesi'nde gerçekleştirilen etkinlikle hayata geçirildi. Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Hakan
Demir ve Başhekim Ethem Bahri Anlı'yla birlikte hastanede tedavi gören hastalar ve yakınlarına, vakfiye şartı doğrultusunda cömertçe meyve dağıtıldı.
Bu tür etkinlikler, yalnızca yardım faaliyetleri olmanın ötesinde, Osmanlı vakıflarının hayırseverlik anlayışının modern dünyada nasıl sürdürüldüğünü de gösteriyor. Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürü Hakan Demir, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü bu tür projelerin, topluma iyilik ve şefkatin yeniden hatırlatılması anlamında büyük önem taşıdığını belirtti. Demir, vakıf geleneğinin toplumsal bağları kuvvetlendiren önemli bir miras olduğunu vurgulayarak, “Yardımın büyüğü küçüğü olmaz, önemli olan gönülden gelmesidir,” dedi.
Mazbut vakıfların şartlarını yerine getirme konusunda titizlikle çalışan Vakıflar Genel Müdürlüğü, bu etkinlikle hem hastaların ve hasta yakınlarının moralini yükseltmeyi hem de Osmanlı’nın yardımlaşma ve hayır kültürünü yaşatarak bu geleneğin sürdürücüsü olmayı amaçlıyor. Hijyen koşullarına uygun şekilde hazırlanan meyveler, hastane personelinin desteğiyle dağıtıldı ve yüzlerde tebessüm yarattı.
Demirören Haber Ajansı