6 Şubat’da meydana gelen büyük depremin ardından bölgeye yardım için başlatılan "Türkiye Tek Yürek" kampanyası 15 Şubat akşamı tüm TV kanallarından canlı olarak yayınlandı ve büyük ilgi gördü.
Kumbarasını bozduran çocuklardan, koyununu satan köylüsüne, emekli maaşını bağışlayan vatandaştan, memuruna, işçisine kadar herkes yardım yapmak için yarışa girdi. Merkez Bankası, kamu bankaları, diğer kamu kuruluşları, Savunma Sanayii gibi kurumlar da yüksek miktarlarda bağışlarda bulundu. Gecede canlı yayınlara bağlanan birçok iş insanı da milyonlarca lira bağış yapacağını söyledi.
Gecenin sonunda 115 milyar liradan fazla para yardımı sözü verildi.
Türkiye Tek Yürek kampanyasında canlı yayında taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon liranın maalesef, şu ana kadar sadece 74 milyar 200 milyon lirası yatırıldı. Televizyonda canlı yayına bağlanıp bağış sözü veren birçok kişi sonradan "Yanlışlıkla eski parayı telaffuz etmişim", "Ani ödemem çıktı, ödeyemiyorum" gibi bahanelere sığınarak ödeme yapmadı.. Yatırılan paranın çok büyük miktarı ise kamu kurum ve kuruluşlarından geldi. Örneğin Merkez Bankası 30 milyar lira, Ziraat Bankası 20 milyar lira, Vakıfbank 12 milyar lira , Halk Bankası 7 milyar lira , TMSF 2 milyar lira, Vakıf Katılım 1 milyar lira yardım yaptı.
Bu arada özel bankalardan hiç ses çıkmadı. Özel bankalar yardım yapmadı. Böyle önemli bir günde, halkın acılarına ne zaman sahip çıkacak, onların yaralarına ne zaman melhem olacaklar, çok merak ediyorum. Neden bağış yapmadılar? Ya da yaptılar da biz mi duymadık!.. Sanmıyorum. Eğer yardım yapılsaydı mutlaka duyardık.
Gelelim bağış yapmak için söz verip tutmayanlara: Televizyonda milyonlarca kişinin önünde adının veya şirketinin reklamını yapıyorsun. Bağış için söz veriyorsun, ama sözünde durmuyorsun. İnsanları aptal yerine koyuyorsun. Ayıptır, günahtır beyler. Bu davranışınız hem insani, hem de etik değil.
AFAD yetkilileri, yardım kampanyasına katılma sözü veren ve şu ana kadar ödeme yapmayanlarla iletişime geçtiklerini belirterek, "Bağış-yardım konusu isteğe bağlıdır. Bir zorunluluk söz konusu değil. Söz verip sonradan bu sözünü yerine getirmeyenlerle ilgili etik ve ahlaki bir durum ortaya çıkıyor" dediler.
Sonuç olarak ben AFAD'ın yerinde olsam, söz verip, sözünü tutmayanların isimlerini kamuoyuna açıklarım. Açıklarım ki, bir daha böyle bedava reklam yapıp, insanları kandırmasınlar. Vatandaşa umut vermesinler.
Çünkü insanlar güzel şeylere layıktır.
Kumbarasını bozduran çocuklardan, koyununu satan köylüsüne, emekli maaşını bağışlayan vatandaştan, memuruna, işçisine kadar herkes yardım yapmak için yarışa girdi. Merkez Bankası, kamu bankaları, diğer kamu kuruluşları, Savunma Sanayii gibi kurumlar da yüksek miktarlarda bağışlarda bulundu. Gecede canlı yayınlara bağlanan birçok iş insanı da milyonlarca lira bağış yapacağını söyledi.
Gecenin sonunda 115 milyar liradan fazla para yardımı sözü verildi.
Türkiye Tek Yürek kampanyasında canlı yayında taahhüt edilen 115 milyar 146 milyon liranın maalesef, şu ana kadar sadece 74 milyar 200 milyon lirası yatırıldı. Televizyonda canlı yayına bağlanıp bağış sözü veren birçok kişi sonradan "Yanlışlıkla eski parayı telaffuz etmişim", "Ani ödemem çıktı, ödeyemiyorum" gibi bahanelere sığınarak ödeme yapmadı.. Yatırılan paranın çok büyük miktarı ise kamu kurum ve kuruluşlarından geldi. Örneğin Merkez Bankası 30 milyar lira, Ziraat Bankası 20 milyar lira, Vakıfbank 12 milyar lira , Halk Bankası 7 milyar lira , TMSF 2 milyar lira, Vakıf Katılım 1 milyar lira yardım yaptı.
Bu arada özel bankalardan hiç ses çıkmadı. Özel bankalar yardım yapmadı. Böyle önemli bir günde, halkın acılarına ne zaman sahip çıkacak, onların yaralarına ne zaman melhem olacaklar, çok merak ediyorum. Neden bağış yapmadılar? Ya da yaptılar da biz mi duymadık!.. Sanmıyorum. Eğer yardım yapılsaydı mutlaka duyardık.
Gelelim bağış yapmak için söz verip tutmayanlara: Televizyonda milyonlarca kişinin önünde adının veya şirketinin reklamını yapıyorsun. Bağış için söz veriyorsun, ama sözünde durmuyorsun. İnsanları aptal yerine koyuyorsun. Ayıptır, günahtır beyler. Bu davranışınız hem insani, hem de etik değil.
AFAD yetkilileri, yardım kampanyasına katılma sözü veren ve şu ana kadar ödeme yapmayanlarla iletişime geçtiklerini belirterek, "Bağış-yardım konusu isteğe bağlıdır. Bir zorunluluk söz konusu değil. Söz verip sonradan bu sözünü yerine getirmeyenlerle ilgili etik ve ahlaki bir durum ortaya çıkıyor" dediler.
Sonuç olarak ben AFAD'ın yerinde olsam, söz verip, sözünü tutmayanların isimlerini kamuoyuna açıklarım. Açıklarım ki, bir daha böyle bedava reklam yapıp, insanları kandırmasınlar. Vatandaşa umut vermesinler.
Çünkü insanlar güzel şeylere layıktır.