Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Yoğun bakım ünitesindeki altıncı gününde hayati riski devam eden Önder için hastane çevresinde ziyaretçi akını yaşanırken, ailesinden ve doktorlarından gelen açıklamalar hem umut verdi hem de duygulandırdı.
Ülkücülerden Anlamlı Ziyaret: “Kan Vermeye Geldiler”
Önder’in kardeşi Ali Fuat Önder, ağabeyinin sağlık durumuna ilişkin yaptığı açıklamada dikkat çeken bir gelişmeyi kamuoyuyla paylaştı. Kardeş Önder, “Ben görmedim ama bir grup ülkücü arkadaş hastaneye gelip kan vermek istemiş. Kan ihtiyacımız olmadı ama sağ olsunlar, bu incelik çok kıymetliydi” ifadelerini kullandı. Bu beklenmedik ziyaret, siyasi kutuplaşmaların ötesinde bir insanlık örneği olarak yorumlandı.
Hakkari'den Yola Çıkıp Hastaneye Gelenler
Önder’in sadece siyasi çevresinden değil, halktan da yoğun destek gördüğü belirtildi. Ali Fuat Önder, Hakkari’den otobüslerle gelen çok sayıda kişinin hastaneye ulaştığını aktararak, “İnsanlar araçlara doluşup buraya kadar geldiler. Hastaneye birileri gelip kardeşimi görmek istediklerini söyledi. İçlerinden biri yaşlı bir adamdı, tokalaştık. Trabzonluymuş. Buraya yakın olduğunu ve rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun koruma amirliğini yaptığını söyledi” dedi.
Yazıcıoğlu ile Aynı Cezaevinde Kaldı
Söz konusu kişinin Muhsin Yazıcıoğlu ile Sırrı Süreyya Önder’in 12 Eylül döneminde Mamak Cezaevi’nde birlikte kaldıklarını ve aralarında büyük bir saygı olduğunu hatırlatması, hastane koridorlarında duygusal anlara neden oldu. Kardeş Önder, “Ağabeyim ile Yazıcıoğlu arasında karşılıklı büyük bir sevgi ve hürmet vardı” diyerek bu dostluğun hala unutulmadığını belirtti.
Kalp Krizi Anında Gazeteciye “Doktor Abidin’i Ara” Talimatı
Olay günü yaşananlara da değinen Ali Fuat Önder, ağabeyinin kalp krizi geçirdiğini hissettiği anda yanında bulunan gazeteci arkadaşına rehberindeki bir doktorun aranmasını söylediğini belirtti:
“Yanında bir gazeteci vardı. Abim birden ‘Galiba ben kalp krizi geçiriyorum. Doktor çağır, rehberimde Abidin var’ demiş. Hemen aramışlar. Ambulans geldiğinde bilinci yerindeydi ama ambulansta kalbi durmuş. Orada tekrar hayata döndürülmüş.”
Doktorlardan Kritik Açıklamalar: “Sağ Kalpte Umut Işığı”
Demiroğlu Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çavlan Çiftçi, hastanenin önünde yaptığı açıklamada Önder’in durumunun halen kritik olduğunu ifade etti. Toraks bölgesinin açıldığını ancak enfeksiyon ya da aktif kanama bulunmadığını kaydeden Çiftçi, ameliyat sonrası sağ kalpte kasılmanın başladığını söyleyerek bunun olumlu bir gelişme olduğunu vurguladı. Ancak hastanın halen ECMO cihazı ve yoğun inotrop (kalp destekleyici ilaç) tedavisi altında olduğunu da ekledi.
Nörolojik Durum Endişelendiriyor
Çiftçi, Önder’in nörolojik durumunun halen ciddi bir belirsizlik taşıdığını belirtti. Beyin kan akımının iyi olduğunu ancak hastanın bilincinin kapalı ve reflekslerinin zayıf olduğunu açıkladı. “Nörolojik olarak bizleri ciddi şekilde endişelendiren bir tablo var” diyen Çiftçi, sabırlı olunması gerektiğini ifade etti.
“Uzun Bir Yol Bizi Bekliyor”
Önder’in ameliyatını gerçekleştiren Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Erkan Sağbaş ise operasyonun ardından yapılan müdahalelerde kalbin sağ tarafında olumlu gelişmeler kaydedildiğini, ancak tam bir iyileşmeden henüz söz edilemeyeceğini söyledi. Kalbin hala kendi başına dolaşımı sağlayacak güçte olmadığını belirten Sağbaş, “Kalp kasılmaları başladı ama destek olmadan çalışabilecek durumda değil. ECMO desteğimiz devam edecek. Bu bir süreç, zamanla ilerleme bekliyoruz” diye konuştu.
Görüntüleme Yapılamıyor, Nörolojik Netlik Yok
Önder’in beyin görüntülemesinin henüz yapılamadığı ve bu nedenle nörolojik tabloya dair net bir şey söylenemediği vurgulandı. “Bir muamma içindeyiz” diyen Sağbaş, gerekli şartlar oluştuğunda görüntüleme yapılacağını aktardı.
SONUÇ: Bir İnsanlık Köprüsü ve Direnişin Hikâyesi
Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu ciddiyetini korurken, siyasi görüş farklarının ötesine geçen dayanışma örnekleri bu süreçte dikkat çekiyor. Ülkücülerden Hakkari halkına, eski dostluklardan doktorlara kadar uzanan bu destek ağı, hem Türkiye’nin siyasi tarihinde hem de toplumsal vicdanında iz bırakacak bir dayanışma hikâyesine dönüşüyor. Önümüzdeki günler, Önder’in sağlık durumunun yanı sıra bu anlamlı birlikteliğin de nasıl bir ruh haline evrileceğine sahne olacak.