Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün aydınlatılması için kadınlar tarafından Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları kuruldu. Artı Gerçek'e konuşan komisyon üyesi Hivda Selen, "Dosya bile isteye karanlıkta bırakılmak istendiği için 'Rojin’e ne oldu?' sorusunu kitlelere taşıyacağız" dedi.
Van Yüzüncü Yıl üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği birincisi sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül'de Van Gölü Sahilinde kayboldu. Kabaiş, 18 gün sonra 15 Ekim'de kaybolduğu yere 24 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım Sahilinde ölü bulundu. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 16 Ekim'de dosyaya kısıtlılık kararı getirdi. Kadınlar, Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümünün aydınlatılması için Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonlarını kurdu. Komisyonlar, kentlerde, liselerde ve üniversitelerde Rojin Kabaiş'in akıbetini soracak ağlar oluşturuyor.
''Rojin'e ne oldu?' sorusunu kitlelere taşıyacağız'
Artı Gerçek'e konuşan Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları üyesi Hivda Selen, "Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonlar, 2019 yılında Şule Çet için Adalet Komisyonları sonrasında 2020’de Gülistan Doku için Adalet Komisyonları ile genç kadınların adalet mücadelesini büyütenler tarafından, bu mücadelelerin birikimlerine ve gücüne dayanarak oluşturuldu. Rojin’in akıbetini, aylardır şüpheli kadın ölümlerini konu alan basın açıklamalarından KYK’larda genç kadınların sorunlarını ele alan çalışmalara değin soruyorduk. Bugün geldiğimiz noktada ise dosya bile isteye karanlıkta bırakılmak istendiği için 'Rojin’e ne oldu?' sorusunu kitlelere taşıyacak, Rojin’in şüpheli ölümünün aydınlatılmasını genç kadınlardan ailelere herkesin talebi haline getirecek, sosyal medyaya yoğun olarak yansıyan öfkeyi sonuç alabilecek bir somut pratikle buluşturacak bir araca ihtiyacımız olduğunu düşündük ve bu komisyon böylelikle ortaya çıktı” dedi.
'Erkek adalet şüpheli kadın ölümlerinde sorumluluk almaktan kaçıyor'
Rojin Kabaiş soruşturmasında olduğu gibi şüpheli kadın ölümlerinde yargının sorumluluk almaktan kaçındığını vurgulayan Selen, “Konu eğer Rojin örneğinde olduğu gibi şüpheli kadın ölümleri ise en büyük risk erkek adaletin sorumluluk almaktan kaçmak için üzerini örtmesi ve olmamış gibi davranması oluyor. Şüpheli kadın ölümleri kadın cinayetleri gibi ele alınmıyor. Muğlak olduğu yanlardan erkek adalet sızmaya çalışıyor, rafa kaldırmaya çalışıyor. Soruşturmaları uzatma yoluyla unutturma, yükselen seslerin kendiliğinden susmasını bekleme, ölümü adli herhangi bir vaka gibi ele alarak önemsizleştirme yoluna gidiyor. Bu açıdan Rojin Kabaiş için Adalet Komisyonları olarak sürece yapacağımız en büyük katkı Rojin’in ölümünün aydınlatılması talebini yaygınlaştırmak, kamuoyunun sürekli bir gündemi haline getirerek erkek adalet üzerinde basınç yaratmak, bu dosyada sorumluluklarını işaret ederek süreci ilerletmek, üzerinin örtülmesine izin vermemek yani kısaca kapalı kapılar ardında tutulmak istenen, üstü kapatılmak istenen bir dosyayı kalabalıklar ortasında açmaktır” diye konuştu.
'Kentlerde ve üniversitelerde Rojin’in akıbetini soracak bir ağ yaratıyoruz'
Rojin Kabaiş'in şüpheli ölümü aydınlatılana kadar mücadele edeceklerini dile getiren Hivda Selen, “Rojin’in şüpheli ölümü etrafında oluşan öfkeyi Rojin’in failini bulacak bir harekete dönüştürmek istiyoruz. Komisyonumuz etrafında kent kent, üniversite üniversite, lise lise Rojin’in akıbetini soracak bir ağ yaratıyor, bunun için duyuru ve çağrı afişleri yapıyoruz. Kent merkezlerinde Rojin’in hesabını sorma çağrısı yapan eylemler yapıyor ve dosyasında karanlıkta bırakılmak istenen noktaları yüksek sesle söylüyoruz. Rojin’in dosyasında muğlak kalan noktaları bir bir listeleyerek gündem ediyor, bunların açıklanmasını talep haline getiriyoruz. Şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılmasındaki en belirleyici faktörün kamuoyu basıncı olduğunu bildiğimiz günlerde erkek adalete bu yönde yaratacağımız basıncın sürece en çok katkı sağlayacak yer olduğunu düşünüyoruz” dedi.
'Gizlilik kararı ile Rojin’in şüpheli ölümünü unutturmaya çalışıyorlar'
Rojin Kabaiş dosyasındaki kısıtlılık kararının kaldırılması gerektiğini belirten Selen, "Kısıtlılık kararına ilişkin hem Rojin’in ailesi hem de Van Barosu birden fazla kez açıklama yaptı. Bu kararın sadece süreci daha da geciktirdiği ve gerçekleri gizlemekten başka herhangi işe yaramadığı, iddia edildiği gibi süreci olumlu da etkilemediği ortaya konuldu. Bu dosyadaki erkek adaletin açık açık 'Rojin’in şüpheli ölümünde gerekli sorumluluğu almak, sizlere hesap vermek istemiyorum' deyişidir. Tam da bundan kaçınmak için, süreci ne kadar yetersiz yürüttükleri ortaya çıkmasın diyerek gizlilik kararını sürdürüyorlar. Benzer bir politikayı otopsi raporunda da izlediler. 20 günü aşkın bir süre otopsi sonuçlarını aileden dahi gizlediler ve sonrasında kendileri medyaya servis ettiler. Bu raporun açıklanmasıyla şüpheli ölümdeki soru işaretleri daha da çoğaldı. Bunların aydınlatılması kitlelerin talepleri haline geldi. Gizlilik kararı ve bilgilendirmeme çok bilinçli bir politika. Bu yolla davada süreyi uzatarak Rojin’in şüpheli ölümünü bizlere unutturmak istiyorlar" diye konuştu.
'Aile belirsizliklerle yıpratılmaya çalışılıyor'
Kabaiş ailesiyle sürekli iletişim halinde olduklarını belirten Selen, “Rojin’in ailesi kızlarının şüpheli ölümünün kamuoyuna taşınmasında ve unutturulmamasında çok özel bir rol oynadı, mutlaka vurgulanmalı. Narin Güran’ın mahkemesi önünde yapılan adalet çağrısından Rojin’in kaldığı KYK yurdundan ihmalleri ile ilgili hesap sormaya değin aile kızlarına adalet talebi ile sokaktaydı. Bu nedenle de aile bilinçli olarak belirsizliklerle yıpratılmak, kararlı şekilde sürdürdükleri adalet mücadelesinden yorarak ve yıpratılarak koparılmak isteniyor. Bu şüpheli kadın ölümleri dosyalarında çok şık karşımızda çıkıyor. Aileler kızlarına ne olduğunu öğrenmek, akıbeti ne olursa olsun en azından net olmasını istiyorlar. Aileler için süreçler işkence haline getirilerek 'intihar', 'doğal ölüm' yalanlarına razı getirilmeye çalışılıyor. Rojin’in ailesi gerçek adaleti arayan, onlara sunulan makul sonu kabul etmeyen bir aile oldu” dedi.
'Bilinçli olarak etkin soruşturma yürütmüyorlar'
Kadınların maruz kaldığı erkek şiddetinin devlet politikalarından kaynaklandığını belirten Selen, “Kadın cinayetlerine karşı gelişen çok ciddi bir bilinç var. Buradan gelişen hareket var. Erkek devlet de bunu görerek buna göre hareket ediyor. Kadın cinayetlerini üçüncü sayfa herhangi bir haber gibi gösteriyor ve önemsizleştiriyor. Etkin soruşturmalar görseydik eğer kadınların katledilmeye giden süreçte erkek devlet tarafından nasıl faillerin eline bırakıldığı, nasıl suç ortağı olduğu, erkek şiddetinin devlet politikalarından ne kadar beslediği ortaya çıkarılırdı. Bunu engellemek için de etkin soruşturmalar yürütmemeyi bilinçli olarak tercih ediyorlar" diye konuştu.
Haber Merkezi