özDİYARBAKIR – PDR Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Uzman Psikolojik Danışman Hayriye Müjde Erçetin, Ramazan ayında neden sinirli olunduğuna açıklık getirdi.
Ramazan ayında insanların daha sinirli ve öfkeli olmasının hem psikolojik hem de fizyolojik sebepleri vardır. Bu durum herkes için geçerli olmasa da, özellikle oruç tutan bazı bireylerde belirgin şekilde görülebilir. Bu durumun başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz.
Fizyolojik Sebepler
- Kan Şekerinin Düşmesi
Oruç süresince vücudun rutinin dışında olan uzun saatler boyunca aç kalmak, özellikle ilk zamanlarda kan şekerinin düşmesine neden olabilir. Kan şekeri düştüğünde beyin yeterince glikoz alamaz ve bu da ruh halini olumsuz etkileyerek sinirlilik, ani öfke ve huzursuzluk hissine yol açabilir. - Kafein Eksikliği (Yoksunluk Sendromu)
Kahve, çay veya sigara gibi alışkanlıkları olan kişiler Ramazan’da bunlardan mahrum kaldıklarında yoksunluk belirtileri yaşayabilirler. Özellikle kafein bağımlılığı olan bireylerde baş ağrısı, huzursuzluk ve sinirlilik gibi semptomlar görülebilir. - Uyku Düzeni Bozuklukları
Sahura kalkma ve iftar sonrası uyanık kalma gibi değişiklikler nedeniyle uyku düzeni bozulabilir. Uykusuzluk, sinir sistemini doğrudan etkileyerek sabırsızlık ve tahammülsüzlük hissini artırabilir. - Susuzluk ve Dehidrasyon
Gün içinde yeterince su içememek, vücutta dehidrasyona neden olabilir. Susuzluk baş ağrısına, yorgunluğa ve sinirliliğe yol açarak ruh halini olumsuz etkileyebilir. - Beyinde Serotonin ve Dopamin Düzeylerinin Değişmesi
Açlık ve susuzluk, mutluluk hormonu olan serotonin ve ödül-motivasyon sistemiyle ilgili dopamin seviyelerini etkileyebilir. Bu durum bireylerde huzursuzluk ve gerginlik hissini artırabilir.
Psikolojik Sebepler:
- Alışkanlıkların Değişmesi ve Adaptasyon Süreci
İnsanlar günlük alışkanlıklarına bağlıdır. Ramazan'da beslenme, uyku ve günlük rutin değiştiği için bazı bireyler bu değişime uyum sağlamakta zorlanır. Bu adaptasyon süreci sırasında sinirlilik artabilir. - Kendini Kontrol Etme Çabası ve Baskı
Oruç tutarken öfkeye kapılmamak, sabırlı olmak gibi ahlaki beklentiler birey üzerinde psikolojik baskı yaratabilir. Kendi duygularını kontrol etmeye çalışırken zorlanan kişiler, istemeden daha gergin ve agresif olabilirler. - İş ve Günlük Hayatın Stresine Açlık Etkisi
Aç ve susuzken zihinsel dayanıklılık azalabilir. Günlük hayatta karşılaşılan stresli olaylar karşısında gösterilen tahammül seviyesi düşebilir, bu da daha sinirli ve tahammülsüz davranışlara sebep olabilir. - Sosyal Faktörler ve Çevresel Etkiler
Ramazan’da toplumsal baskı, dini sorumluluklar veya aile içi beklentiler bazı bireyler için stres kaynağı olabilir. Özellikle açlık ve yorgunlukla birleştiğinde, bireyler bu baskılara daha sert tepkiler verebilir.
Sonuç ve Çözüm Önerileri
Bu fizyolojik ve psikolojik faktörlerin etkisini azaltmak için şu adımlar atılabilir:
- İftar ve sahurda dengeli beslenmek, kan şekerinin aşırı düşmesini önleyebilir.
- Yeterli su tüketimi, dehidrasyon kaynaklı sinirliliği azaltabilir.
- Kafein tüketimini azaltarak Ramazan öncesinde hazırlık yapmak, yoksunluk belirtilerini hafifletebilir.
- Uyku düzenine dikkat etmek, gün içindeki yorgunluğu ve sinirliliği azaltabilir.
- Meditasyon, nefes egzersizleri veya ibadetle sakinleşmek, öfkeyi kontrol etmeye yardımcı olabilir.
Bu süreçte bireylerin kendilerini tanımaları ve sinirlerini kontrol etmek için bilinçli çaba göstermeleri, Ramazan’ı daha huzurlu geçirmelerine yardımcı olabilir.