Muş’un Tepeköyü Höyüğü’nde Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında yürütülmekte olan kazı çalışmasıyla Muş’un 5 bin yıllık tarihi ve İslamiyet öncesi arkeolojik bulguları gün yüzüne çıkarıldı.
Muş’un Varto ilçesine bağlı Tepeköyü Höyüğü’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sabahattin Erdoğan’ın bilimsel danışmanlığında yürütülen kazı çalışmaları Muş tarihini ortaya çıkardı. Alparslan-2 Barajı yapım çalışmaları sonucu kurtarma kazısı yapan arkeologlar, İslamiyet öncesine ait 200 eser ve taşınabilir bulgular elde etti.
Ahlat Müze Müdür Vekili ve Tepeköyü Höyük Kazı Başkanı Mikail Ercek, Muş tarihi için çok önemli bir kazı çalışması yapıldığını söyledi.
Selçuklu, Osmanlı ve Bizans dönemini kapsayan 7 yapı ve 4 kültür tabakası tespit ettiklerini aktaran Ercek, “Tepeköyü Höyüğü çok ayrıntılı bilgiler barındırıyor. Özellikle mimari konusunda ve bunun yanında o döneme ait taşınır buluntular olduğu hakkında bilgi vermiştir. Stratigrafi anlamında olaya baktığımızda, tam 7 tane yapı katı tespit ettik. Kültür olarak baktığımızda 4 kültür tabakasını tespit ettik. Ortaçağdan başlayarak, Ortaçağ hangi dönemleri kapsıyor? Selçuklu, Osmanlı, Bizans dönemini kapsıyordu. İkinci yapı katı, Urartu. Özellikle Urartu 2 evrelidir. Urartu öncesi ise Tunç çağları. Tunç çağlarının da 3 tane evresini biz tespit ettik. Erken, orta ve geç Tunç çağları. Tabi bunları tespit ederken; bunları kanıtlayan, destekleyen bazı buluntular ele geçti. Gerek taşınır, gerek taşınmaz buluntular. Bu da dönemi net bir şekilde bize verdi. Bu kazı çalışmalarını Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sabahattin Erdoğan’ın bilimsel danışmanlığında gerçekleştiriyoruz. Kadromuzda antropolok, tarihçi, arkeolog ve sanat tarihçileri çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
İslamiyet öncesi Muş tarihinin kazılar sonucu gün yüzüne çıkarıldığını kaydeden Ercek, “İslamiyet öncesi Muş’un tarihi artık kazılarla gün yüzüne çıkmış oldu. Bu çalışma sonucunda bunları da net bir şekilde belirledik. Taşınır ve taşınmaz buluntularla da bunu kanıtladık. Böylece de Muş’un bilinmeyen tarihi bu kazı vesilesiyle de gün yüzüne çıkmış oldu. Dönemlerin mimarisi ile beraber yaklaşık 200 tane envanterlik eser ortaya çıkarıldı. Tabi eserler çeşitlilik gösteriyor. Ritüel buluntular var, günlük hayatta kullanılan malzemeler, çanak-çömlekler var. Oldukça zengin bir koleksiyon çıkmış oldu bu vesileyle. Bunları zaten müzemize götürdük, şu anda depolarımızda muhafaza ediyoruz. Yakın zamanda Muş’ta bir müzenin yapımı söz konusu. İnşallah buranın müzesi açıldığında bu eserleri o müzeye kazandıracağız ve o müzenin teşhir salonunda sergileyeceğiz. Çalışmalarımızda finansman desteği sağlayan Energo-Pro ve Murat Nehri AŞ’ye, kazı ekip üyelerimize, Sabahattin Erdoğan’a, müze temsilcimiz İlhan Kılınç’a ve diğer kazı ekibi üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. İHA
Muş’un Varto ilçesine bağlı Tepeköyü Höyüğü’nde Kültür ve Turizm Bakanlığı izni ile Ahlat Müze Müdürlüğü başkanlığında ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sabahattin Erdoğan’ın bilimsel danışmanlığında yürütülen kazı çalışmaları Muş tarihini ortaya çıkardı. Alparslan-2 Barajı yapım çalışmaları sonucu kurtarma kazısı yapan arkeologlar, İslamiyet öncesine ait 200 eser ve taşınabilir bulgular elde etti.
Ahlat Müze Müdür Vekili ve Tepeköyü Höyük Kazı Başkanı Mikail Ercek, Muş tarihi için çok önemli bir kazı çalışması yapıldığını söyledi.
Selçuklu, Osmanlı ve Bizans dönemini kapsayan 7 yapı ve 4 kültür tabakası tespit ettiklerini aktaran Ercek, “Tepeköyü Höyüğü çok ayrıntılı bilgiler barındırıyor. Özellikle mimari konusunda ve bunun yanında o döneme ait taşınır buluntular olduğu hakkında bilgi vermiştir. Stratigrafi anlamında olaya baktığımızda, tam 7 tane yapı katı tespit ettik. Kültür olarak baktığımızda 4 kültür tabakasını tespit ettik. Ortaçağdan başlayarak, Ortaçağ hangi dönemleri kapsıyor? Selçuklu, Osmanlı, Bizans dönemini kapsıyordu. İkinci yapı katı, Urartu. Özellikle Urartu 2 evrelidir. Urartu öncesi ise Tunç çağları. Tunç çağlarının da 3 tane evresini biz tespit ettik. Erken, orta ve geç Tunç çağları. Tabi bunları tespit ederken; bunları kanıtlayan, destekleyen bazı buluntular ele geçti. Gerek taşınır, gerek taşınmaz buluntular. Bu da dönemi net bir şekilde bize verdi. Bu kazı çalışmalarını Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Sabahattin Erdoğan’ın bilimsel danışmanlığında gerçekleştiriyoruz. Kadromuzda antropolok, tarihçi, arkeolog ve sanat tarihçileri çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
İslamiyet öncesi Muş tarihinin kazılar sonucu gün yüzüne çıkarıldığını kaydeden Ercek, “İslamiyet öncesi Muş’un tarihi artık kazılarla gün yüzüne çıkmış oldu. Bu çalışma sonucunda bunları da net bir şekilde belirledik. Taşınır ve taşınmaz buluntularla da bunu kanıtladık. Böylece de Muş’un bilinmeyen tarihi bu kazı vesilesiyle de gün yüzüne çıkmış oldu. Dönemlerin mimarisi ile beraber yaklaşık 200 tane envanterlik eser ortaya çıkarıldı. Tabi eserler çeşitlilik gösteriyor. Ritüel buluntular var, günlük hayatta kullanılan malzemeler, çanak-çömlekler var. Oldukça zengin bir koleksiyon çıkmış oldu bu vesileyle. Bunları zaten müzemize götürdük, şu anda depolarımızda muhafaza ediyoruz. Yakın zamanda Muş’ta bir müzenin yapımı söz konusu. İnşallah buranın müzesi açıldığında bu eserleri o müzeye kazandıracağız ve o müzenin teşhir salonunda sergileyeceğiz. Çalışmalarımızda finansman desteği sağlayan Energo-Pro ve Murat Nehri AŞ’ye, kazı ekip üyelerimize, Sabahattin Erdoğan’a, müze temsilcimiz İlhan Kılınç’a ve diğer kazı ekibi üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. İHA