YEREL MEDYA DESTEKLENMELİDİR Kİ!..

BİR MİSKAL

S Ü V A R İ

Dün bir süvari gördüm, tahta ata binmişti,

Kara donları atıp beyazlar giyinmişti!..

MM

GÖZLÜYORUM

YEREL MEDYA DESTEKLENMELİDİR Kİ!..

MEVLÜT MERGEN AMİDİ

Evet yerel medya desteklenmelidir ki o da yeni yetişen nesli desteklesin,

Diyarbekir bir kültür ve edebiyat şehridir, şu anda üniversitesinin fakültelerinde, yüksek eğitim veren okulları ve liselerinde on binlerce genç eğitim görmektedir.

Bu gençler denebilir ki “kapalı kutu” gibidirler, eğitimleri okullarında değerlendirilirken, içlerinde yetenekli olanların şiir gibi, hikaye gibi edebiyat alanındaki başarıları nedense dışa aksetmemektedir.

Ya da şöyle diyelim, buna cesaretlenip bir gazete idarehanesine gidip yazdıklarını “editörün” Masasına bırakıp: “uygun görürseniz gazetenizde yayınlar mısınız?” demek cesaretini gösterememektedirler.

Oysa kim bilir ne dolu yürekleri, ne güzel şiirleri vardır bunların, şiirlerinden bir tanesinin yayınlandığını gören genç artık sürekli gelir gider o gazeteye, böylece hem adını duyurur, hem de sanatını dışa vurur.

Gazeteci olmak sadece haberci olmak demek değildir, şu anda Anadolu’da binlerce, Diyarbekir’de onlarca gazete yayınlanmaktadır, acaba bu gazeteler bulunduklar şehirlerdeki okullarda okunsun diye bulunduruluyor mu, bize göre medya ile eğitim kurumları arasında bir “iletişim” kopukluğu vardır.

Hiç unutmam, gazetede çalıştığım yıllarda bazen haftada bir gün, bazen iki gün “edebiyat sayfası” düzenlerdik, bu sayfaya öğrenciler büyük ilgi gösterirlerdi, çünkü şiirleri yayınlanıyordu o sayfalarda, böylece yerel gazetelerden “teşvik” görüyorlardı.

Bu teşvik hem gazete, hem de öğretmenler tarafından sağlanırdı, Türkiye Edebiyatçılar Birliği Başkanı merhum “Ali Nar” hoca İmam Hatip lisesinde öğretmendi, şiirlerini büyük hayranlıkla okur ve dizgisini yapardım, daha başka öğretmen ve yazarların da yazıları ve şiirleri öğrencileri de okusun diye yer alırdı yerel gazetelerde.

Nasıl ki gazeteci olmak sadece haberci olmak değilse, gazete de sadece haber vermek değildir, geçenlerde “cerideden gazeteye” diye bir yazı yazmıştım, amacım o yazı ile bütün bunları da yazmaktı, isteriz ki bir edebiyat ve kültür şehri olan Diyarbekir’de yeni yetenekler keşfedilsin, onlara imkan tanınsın, yazdıkları okutulsun, kapalı kutular açılsın.

Hiç unutmam, gençtim ve hiç “yazı” yazmamıştım, şiirlerimi de gazetede yer alsın diye yazı işleri müdürünün masasına bırakmamıştım, “Necip Fazıl Kısakürek” Diyarbekir’de “Halimiz, Yolumuz ve çaremiz” konulu bir konferans vermek üzere gelmişti, bütün cesaretimi toplayarak kısa bir yazı yazdım, kendisine okutulacağını bilmiyordum, meğerse okutulmuş ve “çok mübalağacı” demiş yazdığım yazıdan ötürü.

O günden sonra cesaretlenmiştim, istiyorum bu gün o cesaret gençlerimiz tarafından gösterilsin, her ne kadar gazetelerin bir “imtiyaz sahibi” varsa da esas sahibi gençlerdir, çünkü gelecek gençlerindir, inanın sağlık urumum el verse idi, okulları teker teker gezer  “Diyarbekir’li genç şairler antolojisi” diye bir antoloji hazırlar, onları cesaretlendirir ve bu şehre yeni genç şairler kazandırabilirdim.

Selam ve dua ile.