YASAK BÖLGE VE DERNEKLERİN MÜCADELESİ - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)
- 16-07-2022 08:24
Şeyh Sait ayaklanmasının bastırılmasından sonra 30 Haziran 1927 tarih ve 1164 sayılı Umumi Müfettişlikler Teşkiline Dair Kanun’la merkezi Diyarbakır’da ve Erzurum’da olmak üzere bu günkü OHAL benzeri iki Umumi Müfettişlik kuruldu. Çok geniş yetkilerle donatılan umumi müfettişler tarafından Fırat’ın doğusu yabancılar için YASAK BÖLGE ilan edildi. Bu yasağa göre, bir yabancı Türkiye’ye pasaportla girmiş olsa bile Fırat’ın Doğusuna geçemiyor, bunun için İçişleri Bakanlığı’ndan ikinci özel bir izin alması gerekiyordu. Bu yasağı bilmeden Diyarbakır’a gelen yabancılar derhal siyasi polis tarafından gözaltına alınıp il dışına çıkarılıyordu. Özellikle Hava alanında çok çirkin görüntüler sahneleniyor, özel izni olmayan yabancılar derhal uçaktan iner inmez yaka paça yeniden uçağa sokulup geri gönderiliyordu. Bu durum elbette, dışarıda Türkiye aleyhine kullanılıyordu. Ne gariptir ki, bu çirkin yasak umumi müfettişliklerin kaldırıldığı 7 Ocak 1948 den sonra da yıllarca sürdü. Türkiye’de 1950 sonrasında başlatılan turizm hareketi ile çelişmesine karşın yasak, uzun süre kaldırılmadı. Bunun kaldırılmasın için büyük uğraş veren Diyarbakır’ı Tanıtma ve Turizm Derneği, bu yoldaki çalışmalarını 27 mayıs 1960 askeri darbesinden sonra daha bir yoğunlaştırdı.
Bu yıllarda, Diyarbakır’ı Tanıtma ve Turizm Derneği olarak bu yasağın kaldırılması için büyük uğraş veriliyordu. Bu uğraş açılan kampanyalarla geniş alanlara yayıldı. Aralarında Vatan Gazetesi sahibi ve başyazarı Ahmet emin Yalman’ın da bulunduğu ünlü yazarlar da kumpanyaya destek verdiler.
Bu konuda en büyük desteği kuşkusuz Ahmet Emin Yalmanın verdiğini belirtmek gerekir.
1964 yılı ortalarında Mardin’le ilgili bir akademik araştırma yapmak üzere bölgemizi gezen kızın ile birlikte Diyarbakır’a geldiğinde görüşülen bu ünlü yazar, dönüşünde Diyarbakır’la ilgili sahibi ve başyazarı olduğu VATAN Gazetesi’nde övücü yayınlar yapmış, uygulanan yasağın utanç verici olduğunu ve kaldırılması gerektiğini savunmuştu.
Ahmet Emin Yalman bununla kalmamış, Ankara işle temaslar kurarak yasağın kaldırılması yönünde girişimlerde bulunmuştu.
Sonunda 1965 yılının Ocak ayı ortalarında 38 yıl süren Fırat’ın Ötesi yasağının kaldırıldığı müjdesi (!) Diyarbakır’a ulaştı..
Yasak kaldırıldı, Ancak, ne yazık ki o yıllardan sonra da ülkemizde meydana gelen siyasi çalkantılar yüzünden sık sık ilan edilen sıkıyönetimler, ardından bölgemizde başlatılan Olağanüstü Hal uygulamaların yüzünden bir türlü bölgemiz turizme açılmadı. Hep kapalı tutuldu.
Bir başka ifade ile bölgemiz, Diyarbakır’ımız Rahat yüzü görmedi.
Hep Hassas bölge statüsü içinde tutuldu.
Yıllar ve yıllarca süren sıkıyönetim dönemleri, OHAL dönemleri hep bu bölgenin ayaklarına pranga, kollarına kelepçe oldu…
Yasaklı yıllarda ve daha sonrasında, 80 yıl aşkın süre en büyük darbe turizme oldu kuşkusuz.
Yıllar ve yıllarca bölgeye, hele de Diyarbakır’a yabancılar giremedi, sokulmadı.
Her şeyin, her yerin devlet kontrolünde olması gerektiği düşüncesi hep egemen oldu. Öyle ki, Diyarbakır’a bir SİVİL HAVA ALANI Bile yapılamadı. Bu konudaki yakınmalar, istekler hiç dikkate alınmadı.
Günümüze gelinceye kadar.
Son zamanlarda geniş bir kesim tarafından dile getirilen Diyarbakır’a bir sivil hava alanı yapılması, bu konudaki giderek yoğunlaşan yakınmaların sonucudur.
Şu anda Diyarbakır’a gelen turist, Diyarbakır’da otellerin yüzde yüzünü doldurmuş durumda.
Yıllarca süren eziyet ve terk edilen Diyarbakır şu anda ismine layık bir şehir olma durumunda.
Diyarbakır’ı bu duruma getiren ve sahip çıkan herkese şaşım adına teşekkür ederim, İster Devlet ister şahıs kim olursa olsun hepsine minnettarım.