Yarın Bayram…

Bugün 11 ayın sultanı Mübarek Ramazan ayının son günü. Yarın  Ramazan Bayramı.  Bayramlar, insanlar arasındaki sevgi bağlarının güçlendiği, dargınların barıştığı, toplumsal dayanışmanın arttığı, kardeşlik ruhunun canlandığı, yaşlıların, hastaların, kimsesizlerin ziyaret edildiği, neşe, sevinç, eğlence dolu, huzurlu ve mutlu günlerdir. 

Kurban ve Ramazan bayramları, yılda iki defa da olsa, insanların birbirlerini hatırladığı, aradığı, ziyaret ettiği, dargınlıkların bittiği, aile, kardeşlik ve sevgi bağlarının güçlendiği önemli ve özel günlerdir. 

DİYARBEKİR’DE ESKİ BAYRAMLAR    

Haftalar öncesi başlardı hazırlıklar tüm kentte. Son iki günde ise doruğa ulaşırdı bu hazırlıklar tatlı bir telaş içinde. İlk hazırlık çocukları mutlu etme adına bayramlıklarla başlardı. Bayramlık giysilerimiz imkânlar dahilinde haftalar öncesinden alınırdı. Bayram akşamı gece yatarken başucumuza koyup sabahladığımız bayramlıklarımız.    Sabahleyin erkenden kalkar,   bayramlıklarımızı giyip ayna karşısında kendimizi mutlu  bir  prens veya prenses gibi görmenin sevinciyle dolup taşardık.  

Evlerde genel temizlik yapılır, bakır kaplar kalaya gönderilirdi.   Mevsimine göre halılar silkelenir, silinir, kilimler yıkanır, yün yataklar önceden silkelenir, kabartılır, yüzleri yıkanırdı. Camlar, tavan direkleri, kilerler silinir, ter temiz, yapılırdı.    

 Anne veya ninelerimizin  açtığı su böreğinin lezzetine doyum olmazdı.  Sıra çörekteydi, o eşsiz lezzeti unutmak mümkün mü ?.. . Geceden mayalanırdı koca teştlerde çörek hamuru. Değirmenden gelen una; mayana, mahlep, kara çörek otu karıştırılarak sade yağla yoğrulurdu. Sabah ekşi hamurun odaya yayılan mis gibi kokusuyla uyanırdık. -   

 Bayram akşamlarının telaşı daha bir başkaydı. Erkekler bayram akşamı hamama giderlerdi. Bayramı temiz bedenle karşılamak adettendi. Hamamların önünde kuyruklar oluşurdu. O gece bütün hamamlar, terziler, berberler, fırınlar sabaha kadar açık olurdu. Esnaflar, bayramları dört gözle beklerlerdi.   Bayram bereketiyle gelirdi güzel memleketimize. Evin hanımları o akşamı uykusuz geçirirlerdi. Bayram yemekleri yapılırdı sabaha kadar. Sabah kahvaltıda yemek yenirdi büyük bir çoğunlukla. Mevsimine göre, kuru fasulye, pilav, meftune, dolma, tavuk ya da hindi dolması, zeytinyağlı dolma-sarma pişirilirdi. Su böreği, baklava açılırdı. Sütlaç zerde ve hoşaf vazgeçilmeziydi bayramların. Yaz olsun kış olsun bayram günlerinde neşe saçılırdı kentimize. Sabaha karşı mahalle halkı davulların sesiyle uyanırdı. Sonra atılan, son topla sabah namazı ilan olur, ardından da ezan sesiyle birlikte sokaklar hareketlenirdi.         

Erkekler camiye, oradan da kabristana giderlerdi. Erkeklerle beraber bayramlıklarını giymiş çocuklar da camiye giderlerdi çoğu kez. Evin hanımları da namaz sonrası ya evde ya da kabristana giderek Kur'an-ı Kerim okurlardı. Erkeklerin eve dönüşüyle bayramlaşma başlardı. Büyüklerin elleri öpülür, harçlıklar cebe, halkalı Antep şekerleri de diğer cebe inerdi. Tüm ailenin sevgiyle etrafında toplandığı büyük sinilerde,  özenle  hazırlanan bayram yemekleri büyük bir keyifle yenirdi. Gelen her misafire   zorla da olsa yemek yedirilirdi. Bazen evde adım atacak yer kalmazdı.   

Eskiden evler küçüktü misafir çoktu, şimdi evler büyük misafir yok denecek kadar az.  

Kahvaltı sonrası biz çocukları tutana aşk olsun. Ceplerimiz dolu dolu tutardık bayram yerinin yolunu. Bayram yeri mahşeri kalabalık, satıcılar bir yanda, salıncaklarda sallanan çocukların şen kahkahaları bir yanda, davul sesi diğer yanda.  

Tahta  salıncaklar  günler öncesi kurulmuş olurdu.   Kimileri takla dolaplarda adrenalin peşinde, kimileri de çevrenin hayran bakışları arasında   yüksek salıncaklarda naralar atarak gökyüzüne doğru süzülürlerdi.   Öğlenden sonra ise süslü faytonlara binip bayram şerefine getirilen filmleri izlemek üzere sinemaya gidilirdi.   O dönemlerde şimdiki gibi,  gelişmiş fotoğraf makinaları yoktu.  Su fotoğrafı çekmek büyük bir keyifti. Siyah bez üzerine tersten yazılı DİYARBEKİR HATIRASI fonunun önünde verdiğimiz pozlar, bugün birçoğumuzun albümlerinin içindedir. Zamanla   ailenin en büyüğünün evinde, diğer aile bireylerinin bir araya geldiği, beraber yemeklerin yendiği, yemekten sonra bayramlaşmaların olduğu, çocukların el öperek harçlıklarını aldığı, akrabaların, komşuların, dostların, yaşlıların ziyaret edilerek bayramlaşıldığı  uygulamalara döndü.  

Özellikle Bayramlarda çocuklar, yetimler, yoksullar sevindirilmelidir. Hastalar, kimsesizler, komşular ziyaret edilmelidir. Arkadaşlar, dostlar unutulmamalıdır. Hiç olmazsa telefonla arayarak bayramlaşıp hâl hatır sorulmalıdır. İnsanlar aranmanın değerini, yaşlanıp yalnız kaldığında, kapısını çalan kimsenin olmadığı, telefonla bile aranmadığı zaman daha iyi anlar” Bayramlarda anne ve baba ziyaretleri çok önemlidir. İnsan yaşlandıkça: “paraya” değil, ilgiye, sevgiye, değer verilmeye, önemsenmeye ihtiyacı vardır. Bir anne ve baba için sevdiklerinin onları ziyaret etmesi; onları hayata bağlar, yaşama sevinci verir. Anne ve babalar bayram günlerini özlemle beklerler. Bazen anne ve babalar sadece bayramda kavuşmak ümidi ile hayal kurar, bayrama kavuşma ümidi ile yaşarlar. Kurulan hayaller, insana yaşama sevinci verir. Hayatın bir anlamı olur.   

Günümüzde insanların birçoğu bayram günlerini tatil günleri olarak görmeye ve ona göre planlar yapmaya başladılar. Tatile gidilecekse bile, yakın akrabalarla bayramlaştıktan, yaşlılar ziyaret edildikten kısaca bayramlaşma bittikten sonra gidilmelidir.  

Tatili istediğiniz zaman yapabilirsiniz, ancak bayramları istediğiniz zaman kutlayamazsınız. Bayram günlerinde insanların duyguları, beklentileri ve psikolojileri farklıdır. Bayramlaşmaları önemsemeyen insanlar neleri kaybettiklerinin farkında değiller. Bayramı bayram tadında kutladığımızda; değerlerimizi yaşatmış oluruz. Aile bireyleri arasında sevgi bağları güçlenir. Anne, baba, yakın akrabalar ve uzak akrabalar ziyaret edilerek aile bağları güçlendirilir. Çocuklar yakın akrabaları tanır, onlar ile olan bağları güçlenir. 

Bayramlar güzellikleri paylaşmak için bir fırsattır. Bayramların insan açısından, toplum açısından büyük faydaları vardır. Bayramlar, toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutar. Sosyal adaletin gerçekleşmesine katkıda bulunur. Zengini cimrilikten, dünya malına olan tutkunluktan kurtarır.   Bu duygu ve düşüncelerle başta ülkemiz olmak üzere tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ederim.. Selam ve dua ile.