SÜLEYMAN’IN ÇABASI VE KULÜBESİ
- 11-02-2018 00:01
Kibar bir genç Süleyman, işim varsa engel olmamak adına önce mesaj yazar sonra da uygunsam telefon açar.
Acil bir durum mu var diye hemen aradım Süleyman’ı.
Sanat sokağında caminin önünde bir kasaya koyduğu kitapları satarken tezgahının başında görmüş hal hatrını sormuştum.
Sokakta yolum geçtiğinde eğer ordaysan selam eder öyle geçerim.
Bir kaç ay önce maalesef talihsiz bir kaza geçirmiş ve merdivenlerden düşerek kolunu kırmıştı. Bu yüzden uzun zaman ne sokağa çıkabildi ne de kitap satabildi.
Elbette çok geçinemiyor sattığı kitaplardan ama onun için sosyal hayata dahil olmanın bir aracı bu yüzden de tüm engellere rağmen kitap satmaktan, sosyal yaşama dahil olma çabasından vazgeçmedi.
Telefonu açan ses bugün çok neşeliydi.
Belediye Sanat Sokağında bir kulübe vermiş ona. Bundan sonra kitaplarını o kulübede satabilir.
Çok mutlu olmuş. O küçük kulübe için çok Projesi var, şimdiden sarmış onu bir isim koyma telaşı.
“Azim Kitapçılık mı desem” diye soruyor bana.
Gülüyorum tabi, haklı ne de olsa. İnat etti, azmetti, çabalamaktan vazgeçmedi ve sesini duyurdu.
Caminin sokağa bakan kapısında, sonradan yapılan küçük bir tepeyi anımsatan tümseklerin üstüne koymuşlar kulübeyi.
Belediyenin bu yardımı için Süleyman çok minnettar. Gerçekten önemli. Görme engelli bir genç için bu oldukça önemli. Ama kulübünün yeri görme engelli bir insan için biraz sıkıntılı.
Elindeki bastonuyla tümseğin üzerindeki kulübeye gidip gelmek görme engelli Süleyman için kolay olmayacak. Hele daha bir süre önce birkaç basamaklı merdivenden yuvarlanıp düşmesi ile kolunu kırdığını hatırlayınca daha zor olacak görünüyor.
Kitaplarını kulübenin önüne serdiği gazeteye sermiş şimdi. İkna edebilirse o tümseğin üstünden sokağın bir köşesine almak istiyor.
Umarım bu çabası da sonuç verir.
Küçük kulübesi hayırlı olsun Süleyman’ın.