SİZ HİÇ DİYARBAKIR’A GELDİNİZ Mİ? - (Fahrettin Kanat'ın Yazısı)
- 04-10-2022 07:38
O Muhammedi güller misali bu şehrin bağrında yatan Allah ve Peygamber dostları Sahabelerin mübarek kabirlerine varıp cennet kokularını his ettiniz mi, damatlığını ve gelinliğini giyip bu yüce mabede gelip yeni hayatınız için mutluluk dileklerinde bulundunuz mu?
Gördünüz mü öylesine kırmızı, öylesine büyük, öylesine hoş kokulu gülleri, dinlediniz mi o güllerin dallarına konarak sevgilisine aşk şarkıları söyleyen bülbülleri.
Ve sesinin güzelliğiyle o bülbülleri susturanların yaşadığı bu şehirdeki her biri cennet misali bahçelerinin güzelliğini kıyasladınız mı başka bahçelerle, dediniz mi bu şehrin bahçeleri ‘’İrem Bağları’’ kadar güzel?
Siz bu bahçelerin ger hangi birinde buluştunuz mu sevgilinizle, ona geleceğinizle ilgili toz pembe hayallerinizi anlattınız mı, sarı topuzlu karyola başlıklarından söz ettiniz mi? Türküler düştü mü dilinizden, ‘’çıkalım dağlar başına/ sen gül topla ben nergisi’’ diyerek?
Sevgilinizle el ele, göz göze konuşurken kıskandın dırdınız mı kumruları, dinlediniz mi şark bülbülünün sesinden: Gamzedeler, gamze deler, yiğidi kılıç delmez, delerse gamze deler’’ hoyratını, bu nağmeler sizi alıp götürdü mü aşk uzayının derinliklerine?
Sizde benim gibi sever misiniz ilk bahar mevsimini?
Hele hele Mayıstan önce gönül bahçenize arz-ı endam eden Nisan günlerini, bu günler hayatının ilk baharını yaşayan genç, ama aşkı henüz bilmeyen ‘’toy’’ sinelere dokunduğu günlerdir, bu günler şehir halkının Sema Köşkü’ne Ben u Sen’e, Cinali Bahçeleri’ne piknik yapmak için yollara düştüğü günlerdir.
Diyarbakır’ı sevmek için Diyarbakır’ı tanımak lazım, Diyarbakır sevdalılarının hangisini konuşturursan, bağrında hep Diyarbakır’ın
Geçmiş günleri ve o günlerdeki yaşamları yakıp kavuruyor.