ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ VE TARİHÎ ESERLER BİLİNCİ-5
- 17-03-2018 12:08
Bizde çoğu tarihî yapıların kaderi, böylesi bozulmalarla son bulur. Medrese ve Mescid ve Valinin naaşı çıkarılan boş kabri. “Peygamberler, Sahabeler, Evliyalar Şehri” denilen Diyarbekir’de Sultan Sasâ’nın sahabe olduğunu belirtelim.
Kabri bilinen ilk sahabî olan Vali’den sonra daha acısı 27 Sahabe’ninmedfûn olduğu bilinen, bodrum katında penceresiz, kapısı örülü alanın hikâyesi vardır, dile getirdiğimiz. Halen her gün binlerce ziyaretçisi olan mekâna gelenler, bu penceresiz, kapalı kabir alanına gelerek fatiha okur. Son dönemde bu alana harcanan meblağla etraf ziyaretgâh haline getirildi. Lakin ruhuna fatiha okuduğumuz sahabelerin naaşlarının olduğu yerin bir karesi bile yok, fotoğrafı çekilmedi.
“Şehir Araştırmaları Merkezi ve Tarihî Eserler” derken, İstanbul’dan bahsetmek mümkün, çarpıklıkları dile getirmek zor değil. Şanlıurfa, Mardin bize uzak düşmez, Van oldukça yakın. Muğla’ya, Burdur’a dair söylenecek olanlar var. Toprak üstünde mevcut birçok yapının arsaya dönüştürüldüğü ya da başka işler için kullanıldığını bilmeyenimiz var mı?
“Şehir Araştırmaları Merkezi” denince raflara kütüphanevarî kitap stokunun yapıldığı yerler düşünülmesin. “Şehir Araştırmaları Merkezi”, sıradan bir ideal değildir, bir yapının ortaya çıkarılarak, boş salonlara gazete-dergi-kitap bırakılarak, arada bir resmiyette kişilerin ziyaret ettiği yerler olarak düşünülmemesi gerekir. Bu merkez ideali, her şeyiyle kendimizi bulduğumuz, özün farkına varılan, değerlerin hepsine sahip çıkıldığı, tarihîn toprak altı ve üstü ile değer kazandığı mekânlardır.