ŞEHİR ARAŞTIRMALARI MERKEZİ VE TARİHÎ ESERLER BİLİNCİ-4

Bilim adına sadece kendilerinin söz söyleme yetkisine sahip olduğu halinasyonuna kendilerini inandırma zorlamacılığı, başkasını bir şey bilmemekle suçlama alışkanlığı, üniversitelerde unvan almış kimilerinin “Bir ok attım kebap oldu.” Mantığı, tarihçi kesilirken yedi babasının nereden geldiğini bilmeyenlerin absürd açıklamaları, öğrendikleri elli-altmış literatörlük kelimelerle kavramları her konuşmalarında, yazılarında ifade ederek bilgili olduklarını sananların zavallılığı artık iç burkan düzeydedir.

Kimi mimarî yapıların aslı ortada iken temellerinin hangi dönemin özelliklerini taşıdığını bilmek için sondaj yapma gereğini ifade edenlerin tutarsızlığı olmak üzere tarihî yapılarla ilgili birçok alanda olumsuzluklara cevap vermek için, Şehir Araştırmaları Merkezi gereklidir.

Şehir Araştırmacısı sıfatıyla katıldığımız bir toplantıda, arkeolojik kazının yapıldığı alana kilise müştemilatı raporu veren kurulun başkanına, bu yapının yıkılmadan ve yıkım esnasında çekilmiş fotoğraflarını sunduk, yapıdan bahseden yayınları asılları ile belirttik.

Kurumun Müze Müdürü,  İl Kültür ve Turizm Müdürü ve diğer yetkilileri, ellerindeki üniversiteden gelen bilirkişi raporunu, kazı esnasında adım adım çekilen kareleri sunarken, bilimsellik peşinde çok yorgundu.

Bu yapının toprak üstündeki halini önemsemeyen, kazılardan çıkan sonuca göre, üç metre altına inenlere ne demeli?

İtirazımız üzerine Şehrin kalesinin en ihtişamlı kapısına olan burçta yer alan ibadethane, turistik tesis olmadı. Anadolu’da şehrin ilk Müslüman Valisinin defnedildiği, adına medrese ve camii yapılan yeri, elbette kayıtlara kilise müştemilatı olarak geçmedi.

Yapının aslı ortada iken, garip şekilde ortaya bir mescit yapıldı. Yapı, modern mimarîye sahip kılındı. İşin komedi yanı kazı alanı üzerine çelik donanımlı yükseltinin üzerine mukavemetli cam döşenmesiyle bitmedi. Camın üzerine halılar serildi. Yapının iç bölümünün kenarına altı boş mekânda adeta dolu görünen gösterişli sanduka yerleştirildi. Gelen gidenin bu yapının ne olduğunu bilmesi imkânsız.

Yapının şehre valilik yapan zata ait hiçbir bağı söz konusu değil. Vali, 639’da şehrin alınışı esnasında yaralandığı için kısa sürede vefat eder. Kabrinden naaşı 1924 sonrasında başka-bilinmeyen yere nakledilir. Medrese ve Mescit, minaresiyle yıktırılır.