Recep Acay Ne Diyor? - (İhsan Özdemir'in Yazısı)

Recep Acay; Diyarbakır benim için çok önemli bir şehirdir. Orada doğdum, orada büyüdüm. Oranın ekmeğini yedim, suyunu içtim. Diyarbakır’da TRT gibi önemli bir kurumda çalışmaya başladım. O şehirde evlendim, çoluk çocuk sahibi oldum. Kerem, Firuzan, Elif ve Özge adında dört çocuğum oldu. Bu kadim kentte o kadar güzel yaşadım ki, vatani görevimi yapmak için ayrılırken göz yaşlarımı tutamadım. Ahmet Evren’i kirvem Hasan Gitti’yi, Kayaokayları, Simsar Mahmud’u, Oroyu, Lefteri, Yusuf Ziya’yı, Şemso Abe’yi, Tahso’yu, Esko’yu, Şeyho’yu, Deli Cevdo’yu, Deli Feho’yu, öğretmenlerimi, TRT’de geçen yıllarımı, futbol oynadığım günleri, tiyatro çalışmalarımı, unutulmaz güzellikte geçen Karpuz Festivali şenliklerini ve bu bağlamda Diyarbakır Belediye Başkanı Sayın Rahmetli Nurettin Dilek’le yaptığımız çalışmaları unuturmuyum hiç?
Tarih ve kültür şehri olan Diyarbakır’da doğup büyümek benim için bir şanstı. Şayet bir daha dünyaya gelmek şansım olursa yine Diyarbakır’da doğmak isterdim. Yine aynı mahallede, aynı sokakta, yine 13 numaralı evde… Yine aynı komşularımızla, aynı arkadaşlarımla birlikte o güzel günleri paylaşmak isterdim. Yine babamın berber olmasını dilerdim. Zengin ailenin çocuğu olarak dünyaya gelsem belki o güzellikleri, o samimi arkadaş guruplarını bulamazdım.
Bana bu kadar zenginlik kazandıran Diyarbakır’a ben ne verdim peki? Bir şeyler yapabildim mi?
Kültür sanat yönünden elimden geldiği kadarını yapmaya çalıştım. Ama işsizlik konusunda, tarihinin yok edilmesi konusunda, tarih varlıklarının korunması, kentin gelişmesi konusunda hiçbir şey yapamadım… Bunlar beni aşan konular. Ama bu kentte kazanarak varlıklı olan aileler de hiçbir şey yapmadan bu şerdi ter ettiler. Ya da ettirildiler… Bu durum beni çok üzüyordu.
Sevgili hemşerilerim, kendi olanaklarım ile ‘’BEN-Ü SEN GÜLLERİ’’ adlı bir kitap, ‘’ADIM ADIM DİYARBAKIR’’ ile ‘’DİYARBAKIR’A HASRET’’ adıyla iki şiir kaseti yaptım. Büyük bir kısmını ücretsiz dağıttım. Çok azını da yakın dost ve arkadaşlarım destek olma açısından ücret ödeyerek aldılar. Açıkçası harcadıklarımın bir bölümü, bu şekilde geri gelmiş oldu. Onlara teşekkür ediyorum.
Yaklaşık bir yıldır ‘’DİYARBAKIR DÖRT KAPI’’ adlı kitap üzerinde çalışıyorum.
Bu kitabın tashihini, kapak tasarımını, baskısını, sevip saydığım çok değerli dostum Prof. Dr. Hayrettin İvgin ile oğlu Erhan İvgin’e bıraktın. Sevdiniz, beğendinizse bütün teşekkürler onlara.
Anılarımın tamamını tüketmek istemedim. ‘’Yahu Recep’le geçen çok güzel bir anımız vardı, niye bunu kitabına almamış?’’ diyenlerinizi duyar gibiyim. Merak etmeyin hepsini anlatacağım. Daha yaşım genç. Bir dahaki sefere. Biraz sabırlı olun. Kalın sağlıcakla…