O KÖŞK ŞİMDİ ÜNİVERSİTEDE - (Fahrettin Kanat'n Yazısı)

Yalnız sur içindeki görkemli Diyarbakır evleri değil, yazın müthiş sıcağında kavrulan, bunalan kent sakinlerinin serinlemek için akın ettiği kentin akciğeri Bağlar’da tahrip oldu. Oradaki güzelim köşkler yıktırıldı, üzüm bağları söküldü. Yerlerine, sağlıksız, plansız, projesiz gecekondular dikildi. Yerel yöneticiler ve politikacıların rantiyecilere göz yummaları sonucu çarpık kentleşmenin kurbanı olan Bağlar şimdilerde bir çirkinlik anıtı olarak duruyor. Yıllar öncesinin güzellikleri tümü ile kayboldu. Türlü meyve ağaçları, güller ve o güzelim üzümler ile dolu o güzelim bahçeleri harap oldu…

Bağların tarihe gömülen o görkemli güzelliğinin simgesi olan köşkler de bir bir yıkılıp gitti. Yalnızca biri, büyük bir şans eseri Dicle Üniversitesi sayesinde kurtarılabildi.

Geçtiğimiz yıllarda, her nasılsa ayakta kalmış bir köşkün taşları bir bir numaralanarak Kampus içine taşındı ve burada aslına uygun biçimde yeniden inşa edildi…

Bu arada son yıllarda bazı Diyarbakırlı gençlerde babadan, deden kalma evlerini aslına sadık kalarak onarıp korumaya başladılar. Ziya Gökalp İlkokulu sokağındaki evlerini hayli emek vererek ve para harcayarak onaran Beşir Babur, içini de otantik ve etnografik eşya ile doldurdu. Bu ev de sonradan Kültür Bakanlığı’na devredildi. Diyarbakır’ın gelenek ve göreneklerini, masallarını öykülerinde yaşatan, araştırmacı yazar Esma Ocak hanım, Dört Ayaklı Minare yakınındaki kiliseye yakın Ermeni Yemenici Baboş’un evini satın alarak onardı. İstanbul’da yaşayan hemşerilerimizden Mustafa Tatlıcıda Ulu Cami mahallesinde eski bir Diyarbakır evini satın alarak onardıktan sonra Kızılay’a bağışladı.

Kuşkusuz bu tür davranışlar, kentin tarihi, mimari dokusunu korumak açısından hayli önemli. Bu arada Cemiloğlu ailesinin de, tahrip olan konaklarını onarma girişimleri var. Bu girişimler elbette yeterli değil. Önemli olan, Devletin, Kültür Bakanlığı’nın konuya ilgi göstermesi, bu değerlere sahip çıkmasıdır…

Yeni nesil gençler bu tip evleri alarak onarıp halkın gezip dolaşacağı birer mekân haline getirdiler. Bu onarılan evlerin birçoğu kahvaltı salonu veya eğlence merkezi haline getirildi. Yıkılmaya yüz tutan bu eski evler şimdilerde ayakta durmaya devam ediyor.